بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

هَلْ أَتَىٰ عَلَى ٱلْإِنسَٰنِ حِينٌ مِّنَ ٱلدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْـًٔا مَّذْكُورًا ﴿١

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Filhakîka geldi insan üzerine dehirden bir müddet o anılır bir şey olmadı.

İBNİ KESİR

İnsanın üzerinden, dehrden bir zaman geçmiştir ki o, henüz anılmaya değer bir şey bile değildi.

DİYANET İŞLERİ

İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.

HASAN BASRİ ÇANTAY

İnsanın üzerine uzun devirden öyle bir zaman gel (ib geç) di ki (o vakit) o, anılmıya değer bir şey bile değildi.

SEYYİD KUTUB

İnsan, anılmaya değer bir varlık olmadan önce uzun yıllar geçti, öyle değil mi?

إِنَّا خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ مِن نُّطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَّبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَٰهُ سَمِيعًۢا بَصِيرًا ﴿٢

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Çünkü biz yarattık o insanı bir takım katgılarla mezcedilmiş (emşac) bir nutfeden, evire çevire mübtelâ kilmak üzerede onu bir semî' basîr yaptık.

İBNİ KESİR

Doğrusu Biz; insanı katışık bir damla sudan yaratmışızdır. Onu deneriz. Bu sebeple onu, işitici ve görücü yaptık.

DİYANET İŞLERİ

Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Hakıykat, biz insanı birbiriyle karışık bir damla sudan yaratdık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeble onu işidici, görücü yapdık.

SEYYİD KUTUB

Biz insanı sınavdan geçirmek amacı ile karışım nitelikli bir sıvı damlasından yarattık. Bunun için onu işitme ve görme yetenekleri ile donattık.

إِنَّا هَدَيْنَٰهُ ٱلسَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا ﴿٣

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Her halde biz ona yolu gösterdik, ister şâkir olsun ister nankör kâfir.

İBNİ KESİR

Gerçekten Biz; ona yolu gösterdik. Buna kimisi şükreder, kimisi de küfür.

DİYANET İŞLERİ

Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Gerçek, biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici (olsun o), ister nankör (kâfir).

SEYYİD KUTUB

Biz ona yolu gösterdik. Artık ister şükreder isterse nankör olur.

إِنَّآ أَعْتَدْنَا لِلْكَٰفِرِينَ سَلَٰسِلَاْ وَأَغْلَٰلًا وَسَعِيرًا ﴿٤

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Çünkü biz, kâfirler için, zincirler, tomruklar, bir de Seir hazırladık.

İBNİ KESİR

Gerçekten Biz; kafirler için zincirler, demir halkalar ve alevlendirilmiş bir ateş hazırladık.

DİYANET İŞLERİ

Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Hakıykat, biz kâfirler için zincirler, bukağılar, alevlendirilmiş bir ateş hazırladık.

SEYYİD KUTUB

Biz kafirler için zincirler, kelepçeler ve çılgın alevli cehennem hazırladık.

إِنَّ ٱلْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِن كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا ﴿٥

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Haberiniz olsun ebrar (hayır sabihi iyi insanlar) öyle dolgun bir kadehten içeceklerdir ki mizacı olmuştur kâfur.

İBNİ KESİR

Şüphesiz iyiler, kafur katılmış dolu bir kaseden içerler.

DİYANET İŞLERİ

İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Şübhe yok ki iyiler kâfuur katılmış dolu bir kadehden içerler.

SEYYİD KUTUB

İyiler kâfur karışımlı bir içeceği tastan içerler.

عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ ٱللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا ﴿٦

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Bir çeşme, ondan Allah’ın kulları içer, güzel, yollar açarak akıtırlar onu akıtırlar.

İBNİ KESİR

Bu; yalnız Allah'ın kullarının, taşıra taşıra içebileceği bir pınardır.

DİYANET İŞLERİ

Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(O kâfuur) bir pınardır ki onu (ancak) Allahın (velî) kulları içerler. Onu (nereye isterlerse kolayca) akıtırlar, fışkırtırlar.

SEYYİD KUTUB

Bu Allah'ın iyi kullarının istedikleri yere akmasını sağlayarak içebilecekleri bir pınardır.

يُوفُونَ بِٱلنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُۥ مُسْتَطِيرًا ﴿٧

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Adaklarını yerine getirirler ve şerri salgın olan bir günden korkarlar.

İBNİ KESİR

Onlar; adağı yerine getirirler. Ve şerri yaygın olan bir günden korkarlar.

DİYANET İŞLERİ

O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Onlar) adağını yerine getirirler (di), şerri yaygın (ve salgın) olan günden korkarlar (dı).

SEYYİD KUTUB

Onlar verdikleri sözleri tutarlar ve kötülüğü yaygın günden korkarlar.

وَيُطْعِمُونَ ٱلطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا ﴿٨

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Miskîne, yetîme, esire seve seve yemek yedirirler.

İBNİ KESİR

Onlar; yoksula, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.

DİYANET İŞLERİ

Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Yemeğe olan) sevgi (lerine ve iştihâlarına) rağmen yoksulu, yetimi, esîri doyururlar (dı).

SEYYİD KUTUB

Onlar içleri çektiği halde yemeklerini yoksullara, yetimlere ve tutsaklara yedirirler.

إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ ٱللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمْ جَزَآءً وَلَا شُكُورًا ﴿٩

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Size ancak "livechillâh" itam ediyoruz, sizden ne bir karşılık isteriz ne de bir teşekkür.

İBNİ KESİR

Biz; sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.

DİYANET İŞLERİ

(Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.”

HASAN BASRİ ÇANTAY

«Biz, size ancak Allahın yüzü (suyu) için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür istemeyiz»,

SEYYİD KUTUB

Yemek ikram ederken derler ki; «Biz size sırf Allah rızası için yemek veriyoruz. Sizden karşılık ya da teşekkür beklemiyoruz.»

إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا ﴿١٠

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Çünkü biz Rabb’imizden korkarız, bir suratsız kara günden (derler).

İBNİ KESİR

Doğrusu Biz; suratları astırdıkça astıracak bir günde Rabbımızdan korkarız.

DİYANET İŞLERİ

“Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.”

HASAN BASRİ ÇANTAY

«çünkü biz Rabbimizden, o burtarık suratlı çetin günden korkarız» (derlerdi).

SEYYİD KUTUB

Çünkü biz asık suratlı ve çetin bir günde Rabbimizden korkarız.

AYARLAR