بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ ﴿١

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Yu. Kasem ederim bu beldeye.

İBNİ KESİR

Şu beldeye yemin ederim;

DİYANET İŞLERİ

(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Hakıykat kâfirlerin dediği gibi değildir). Şu beldeye yemîn ederim.

SEYYİD KUTUB

Hayır, and içerim bu şehre.

وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ ﴿٢

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Sen hıll iken bu beldede.

İBNİ KESİR

Sen de bu beldede oturmuşsun.

DİYANET İŞLERİ

(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Sen bu beldeye halâl iken.

SEYYİD KUTUB

Ki sen bu şehre girmektesin.

وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ ﴿٣

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve bir validle veledine ki.

İBNİ KESİR

Doğurana da, doğurduğuna da andolsun ki;

DİYANET İŞLERİ

(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Babaya da, doğana da (yemîn ederim),

SEYYİD KUTUB

Doğurana ve doğurduğuna andolsun ki,

لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ ﴿٤

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Hakikaten biz insanı bir meşakkat içinde yarattık.

İBNİ KESİR

Biz, insanı gerçekten meşakkat içinde yarattık.

DİYANET İŞLERİ

(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.

HASAN BASRİ ÇANTAY

ki biz insanı, andolsun, meşakkat içinde yaratdık.

SEYYİD KUTUB

Biz insanı birtakım zorluklar, zahmetler ve sıkıntılar içinde yarattık.

اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ ﴿٥

ELMALILI HAMDİ YAZIR

O kendisine karşı kimse göç yetiremez mi sanıyor?

İBNİ KESİR

Yoksa o, kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

DİYANET İŞLERİ

İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

HASAN BASRİ ÇANTAY

O, kendisine kimsenin mutlakaa güc yetiremeyeceğini mi sanıyor?

SEYYİD KUTUB

İnsan hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالاً لُبَداًۜ ﴿٦

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ben yığın yığın mal telef ettim diyor.

İBNİ KESİR

Yığın yığın mal tüketmişimdir, diyor.

DİYANET İŞLERİ

“Yığınla mal harcadım” diyor.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Der ki: «Yığın yığın mal telef etdim».

SEYYİD KUTUB

Yığın yığın mal tüketmişimdir diyor.

اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ ﴿٧

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Onu bir gören olmadı mı zann ediyor?

İBNİ KESİR

Kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?

DİYANET İŞLERİ

Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?

HASAN BASRİ ÇANTAY

O, kendisini hiçbir (kişi) nin görmediğini mi sanıyor?

SEYYİD KUTUB

Kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?

اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ ﴿٨

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Vermedik mi biz ona iki göz.

İBNİ KESİR

Biz; onun için iki göz var etmedik mi?

DİYANET İŞLERİ

(8-10) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?

HASAN BASRİ ÇANTAY

Biz. ona vermedik mi: (Görecek) iki göz,

SEYYİD KUTUB

Biz ona iki göz vermedik mi?

وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ ﴿٩

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve bir dil ve iki dudak;.

İBNİ KESİR

Bir dil ve iki dudak.

DİYANET İŞLERİ

(8-10) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?

HASAN BASRİ ÇANTAY

(kalbine tercüman olacak) bir dil, (boş boğazlığına mâni' olacak) iki dudak?

SEYYİD KUTUB

Bir dil, iki dudak vermedik mi?

وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ ﴿١٠

ELMALILI HAMDİ YAZIR

İki de tepe gösterdik.

İBNİ KESİR

Biz; ona iki de yol gösterdik.

DİYANET İŞLERİ

(8-10) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?

HASAN BASRİ ÇANTAY

Biz ona iki de yol gösterdik.

SEYYİD KUTUB

Biz ona eğri ve doğru iki yol göstermedik mi?

AYARLAR