بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ﴿١﴾
Rahman ve Rahim olan Allah Tealâ’nın adıyla (Okumaya başlarım).
Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla
Bismillâhirrahmânirrahîm.
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٢﴾
Hamd, O Rabbiâlemîn,
Hamd; alemlerin Rabbı Allah'a mahsustur.
(2-4) Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâliki Allah’a mahsustur.
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha.
Hamd, tüm alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ﴿٣﴾
O rahman, Rahim,
Rahman'dır, Rahimdir.
(2-4) Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâliki Allah’a mahsustur.
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha.
Rahman ve Rahim
مَٰلِكِ يَوْمِ ٱلدِّينِ ﴿٤﴾
O din gününün maliki Allah’ın.
Din gününün malikidir.
(2-4) Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâliki Allah’a mahsustur.
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha.
Din gününün sahibi (maliki)
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ﴿٥﴾
Sade sana ederiz kulluğu, ibadeti ve sade senden dileriz avni, inayeti yarab!
Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz.
(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
Yalınız sana ibâdet (kulluk) ederiz, yalınız senden yardım isteriz.
(Allah'ım!) Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz.
ٱهْدِنَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلْمُسْتَقِيمَ ﴿٦﴾
Hidayet eyle bizi doğru yola.
Bizi dosdoğru yola ilet.
(6-7) Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
(6-7) Bizi doğru yola, kendilerine ni'met verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.
Bizleri doğru yola ilet,
صِرَٰطَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ ٱلْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا ٱلضَّآلِّينَ ﴿٧﴾
O kendilerine in'am ettiğin mesutların yoluna. Ne o gadap olunanların ne de sapkınların.
Nimete erdirdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve dalalete düşenlerinkine değil.
(6-7) Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
(6-7) Bizi doğru yola, kendilerine ni'met verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil.