بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ ﴿١

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Tesbih etmekte Allah için göklerdeki ve yerdeki, O öyle Aziz öyle Hakim.

İBNİ KESİR

Göklerde ne var, yerde ne varsa; Allah'ı tesbih eder. Ve O; Aziz'dir, Hakim'dir.

DİYANET İŞLERİ

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allâhı tesbîh (ve tenzîh) etmekdedir. O, gaalib-i mutlakdır, yegâne hukûm ve hikmet saahibidir.

SEYYİD KUTUB

Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allah'ı tesbih etmiştir. O üstündür, hikmet sahibidir.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ ﴿٢

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ey o iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz.

İBNİ KESİR

Ey iman edenler; yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz?

DİYANET İŞLERİ

Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?

HASAN BASRİ ÇANTAY

Ey îman edenler, yapmayacağınız şey'i niçin söylersiniz?

SEYYİD KUTUB

Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?

كَبُرَ مَقْتاً عِنْدَ اللّٰهِ اَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ ﴿٣

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah yanında çok mebguzdur.

İBNİ KESİR

Yapmayacağınızı söylemeniz; Allah katında büyük bir gazaba sebep olur.

DİYANET İŞLERİ

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Yapmayacağınızı söylemeniz, en şiddetli bir buğz (u da'vet etmiş olmak) bakımından, Allah indinde büyüdü.

SEYYİD KUTUB

Yapmayacağınız şeyi söylemek, Allah katında büyük gazaba sebep olur.

اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الَّذ۪ينَ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِه۪ صَفاًّ كَاَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ ﴿٤

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Haberiniz olsun ki Allah kendi yolunda kurşunlu bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.

İBNİ KESİR

Muhakkak ki Allah; kendi uğrunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf halinde savaşanları sever.

DİYANET İŞLERİ

Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Şübhesiz ki Allah, kendi yolunda, birbirine kenedlenmiş (yekpare ve müstahkem) bir bina gibi, saf (lar) bağlayarak çarpışanları sever.

SEYYİD KUTUB

Doğrusu Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlıyarak savaşanları sever.

وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِه۪ يَا قَوْمِ لِمَ تُؤْذُونَن۪ي وَقَدْ تَعْلَمُونَ اَنّ۪ي رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْۜ فَلَمَّا زَاغُٓوا اَزَاغَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ ﴿٥

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve hani bir vakit Musâ kavmına şöyle demişti: ey kavmim! Benim size Allah’ın Resul’ü olduğumu bildiğiniz halde niçin bana ezâ ediyorsunuz? Sonra vakta ki yamukluk ettiler Allah da kalblerini yamılttı, öyle ya Allah fasıklar güruhunu doğru yola çıkarmaz.

İBNİ KESİR

Hani Musa, kavmine demişti ki: Ey kavmim, niçin bana eziyet verirsiniz? Halbuki benim size gerçekten Allah'ın rasulü olduğumu biliyorsunuz. Fakat onlar yoldan sapınca; Allah da onların kalblerini saptırmıştı. Ve Allah; fasıklar güruhunu hidayete erdirmez.

DİYANET İŞLERİ

Hani Mûsâ kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Hani Musa, kavmine «Ey kavmim, benim, size hakıykaten Allahın peygamberi (olarak gönderilmiş) olduğumu bildiğiniz halde niçin beni ezâlandırıyorsunuz»? demişdi. İşte onlar (Hakdan) sapıb eğrildikleri zaman Allah da onların kalblerini (hidâyetden) döndürdü. Allah faasıklar güruhuna hidâyet etmez.

SEYYİD KUTUB

Musa kavmine: «Ey kavmim! Benim Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?» demişti. Onlar yoldan sapınca Allah da kalplerini saptırmıştı. Allah, yoldan çıkan milleti doğru yola eriştirmez.

وَاِذْ قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ اِنّ۪ي رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقاً لِمَا بَـيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَمُبَشِّراً بِرَسُولٍ يَأْت۪ي مِنْ بَعْدِي اسْمُهُٓ اَحْمَدُۜ فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ بِالْبَـيِّنَاتِ قَالُوا هٰذَا سِحْرٌ مُب۪ينٌ ﴿٦

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Bir vakit de Meryem’in oğlu İsâ şöyle dedi: Ey İsraîl oğulları! Ben size Allah’ın Resulüyüm, önümdeki Tevrat’ın musaddıkı ve benden sonra gelecek bir Resul’ün müjdecisi olarak geldim ki onun ismi Ahmed’dir, sonra o onlarla beyyinelerle gelince "bu apaçık bir sihir" dediler.

İBNİ KESİR

Hani Meryem oğlu İsa da demişti ki: Ey İsrailoğulları; muhakkak ki ben, size Allah'ın peygamberiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayan ve benden sonra gelecek, adı Ahmed olacak bir peygamberi de müjdeleyenim. Ama o, kendilerine açık burhanlarla gelince; bu, apaçık bir büyüdür, dediler.

DİYANET İŞLERİ

Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Meryem oğlu Îsâ da bir zaman (şöyle) demişdi: «Ey İsrâîl oğulları, ben size Allahın peygamberiyim. Benden evvelki Tevrâtı tasdıyk edici, benden sonra gelecek bir peygamberi de — ki adı Ahmed dir — müjdeleyici olarak (geldim)». Fakat o, kendilerine açık açık bürhanlar getirince «Bu, apâşikâr bir büyüdür» dediler.

SEYYİD KUTUB

Meryem oğlu İsa da: «Ey İsrailoğulları! Ben size gönderilmiş Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim» demişti. Fakat o kendilerine açık deliller getirince, «Bu apaçık bir büyüdür» dediler.

وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ الْـكَذِبَ وَهُوَ يُدْعٰٓى اِلَى الْاِسْلَامِۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ ﴿٧

ELMALILI HAMDİ YAZIR

İslâm’a davet olunurken Allah’a karşı yalan uydurandan daha zâlim de kim olabilir! Allah da zâlimler güruhunu muvaffak etmez.

İBNİ KESİR

İslama çağrıldığı halde. Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir? Allah; zalimler güruhunu hidayete erdirmez.

DİYANET İŞLERİ

Kim, İslâm’a davet olunduğu hâlde, Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Kendisi İslama da'vet edilib dururken, Allaha karşı yalan uydurandan daha zaalim kimdir? Allah zaalimler güruhunu muvaffak etmez.

SEYYİD KUTUB

İslama çağrılırken Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.

يُر۪يدُونَ لِيُطْفِؤُ۫ا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْـكَافِرُونَ ﴿٨

ELMALILI HAMDİ YAZIR

İstiyorlar ki Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürsünler, Allah ise nûrunu tamamlayacaktır, isterse kâfirler hoşlanmasınlar.

İBNİ KESİR

Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Halbuki kafirler istemeseler de; Allah, nurunu tamamlayacaktır.

DİYANET İŞLERİ

Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Onlar ağızlariyle Allahın nuurunu söndürmiye yelleniyorlar. Halbuki Allah, kendi nuurunu (bizzat) tamamlayıcıdır, kâfirler hoş görmese de.

SEYYİD KUTUB

Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.

هُوَ الَّـذ۪ٓي اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَد۪ينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّ۪ينِ كُلِّه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ۟ ﴿٩

ELMALILI HAMDİ YAZIR

O Allah’dır ki Resul’ünü hidayet kanunu ve hak dini ile gönderdi, onu her dinin üstüne çıkarmak için, isterse müşrikler hoşlanmasınlar.

İBNİ KESİR

Müşrikler istemeseler de; dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberlerini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur.

DİYANET İŞLERİ

O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

O, peygamberini hidâyet ve hak dîn ile gönderendir. Çünkü O, bunu diğer bütün dînlerden üstün kılacakdır, müşriklerin hoşuna gitmese de.

SEYYİD KUTUB

Müşrikler istemese de dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O'dur.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى تِجَارَةٍ تُنْج۪يكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَل۪يمٍ ﴿١٠

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ey o bütün iman edenler! Size öyle bir ticaret göstereyim mi ki sizleri elîm bir azâbdan kurtarır.

İBNİ KESİR

Ey iman edenler; sizi, elim azabtan kurtaracak bir ticareti göstereyim mi size?

DİYANET İŞLERİ

Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi size?

HASAN BASRİ ÇANTAY

Ey îman edenler, — elem verici bir azâbdan sizi kurtaracak — bir ticâret (yolunu) göstereyim mi size?

SEYYİD KUTUB

Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?

AYARLAR