بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَتَىٰٓ أَمْرُ ٱللَّهِ فَلَا تَسْتَعْجِلُوهُۚ سُبْحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ ﴿١

Allah’ın emri geldi, sakın onu istical etmeyin, o sübhan onların şirklerinden münezzeh, yüksek çok yüksek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Allah'ın emri geldi. Artık onu acele istemeyin. O; ortak koşmakta oldukları şeylerden münezzehtir, yücedir.

— İbni Kesir

Allah’ın emri gelecektir. Artık onun acele gelmesini istemeyin. Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.

— Diyanet İşleri

Allahın emri geldi. Artık onu vakfından evvel istemeyin. O, onların (müşriklerin) eş tutmakda oldukları şeylerden münezzehdir, yücedir.

— Hasan Basri Çantay

Allah'ın hükmü yakında gerçekleşecektir; buna göre onun bir an önce gerçekleşmesini boşu boşuna isteyip durmayınız. Allah, onların kendisine yakıştırdıkları ortaklardan uzaktır, yücedir.

— Seyyid Kutub

يُنَزِّلُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ بِٱلرُّوحِ مِنْ أَمْرِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦٓ أَنْ أَنذِرُوٓاْ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَاْ فَٱتَّقُونِ ﴿٢

Kullarından dilediğine emrinden rûh ile melâike indiriyor da buyuruyor ki : şu hakikati bildirin: benden başka ilâh yok, hemen bana korunun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O, kullarından dilediğine kendi emrinden melekleri ruh ile indirir ki; Ben'den başka tanrı yoktur, Ben'den sakının, diye uyarsınlar.

— İbni Kesir

Allah, “Benden başka ilâh yoktur. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının” diye (insanları) uyarmaları için emrini içeren vahiy ile melekleri kullarından dilediğine indirir.

— Diyanet İşleri

O, kendi emriyle kullarından kimi dilerse ona (peygamberlerine) vahy ile melekleri (Cebrâili) indirir. «Benden başka hiçbir Tanrı olmadığı hakîkatiyle (onları) inzâr edin, benden korkun diye (bildirin)».

— Hasan Basri Çantay

Allah «Benden başka ilah yoktur, sırf benden korkunuz» uyarısını, mesajını insanlara duyursunlar diye dilediği kullarına kendi iradesi ile vahiy eşliğinde melekler gönderir.

— Seyyid Kutub

خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ بِٱلْحَقِّۚ تَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ ﴿٣

Gökleri ve yeri hakk ile yarattı, O, onların şirkinden yüksek, çok yüksek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Onların ortak koştukları şeyden münezzehtir.

— İbni Kesir

Allah, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden yücedir.

— Diyanet İşleri

O, gökleri ve yeri hak (kın ikaamesine sebeb) olarak yaratdı. O, (kâfirlerin) eş tutmakda oldukları şeylerden (münezzeh ve) yücedir.

— Hasan Basri Çantay

Allah, gökleri ve yeri haklı bir gerekçe uyarınca yarattı; O, onların kendisine yakıştırdıkları ortaklardan uzaktır.

— Seyyid Kutub

خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِن نُّطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُّبِينٌ ﴿٤

İnsanı bir nutfeden yarattı, bir de bakarsın o, natûk bir muhasım kesilmiştir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İnsanı, bir damla sudan yarattı. Öyleyken o, nasıl da apaçık bir hasım kesilmiştir.

— İbni Kesir

İnsanı nutfeden (bir damla sudan) yarattı. Böyle iken bakarsın ki o, Rabbine açık bir hasım kesilmiştir.

— Diyanet İşleri

İnsanı bir damla sudan yaratdı O. (Böyle iken) bakarsın ki o, apaçık (yaman) bir hasım (kesilmiş) dir!

— Hasan Basri Çantay

O insanı bir meni damlacığından yarattı; fakat o birdenbire pervasız bir tartışmacıya dönüştü.

— Seyyid Kutub

وَٱلْأَنْعَٰمَ خَلَقَهَاۗ لَكُمْ فِيهَا دِفْءٌ وَمَنَٰفِعُ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ ﴿٥

En'amı da yarattı, sizin için onlarda bir ısınıklık ve bir takım menfaatler vardır, hem onlardan yersiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hayvanları da yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Ve onlardan yersiniz.

— İbni Kesir

Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için bir ısınma ve birçok faydalar vardır. Hem de onlardan yersiniz.

— Diyanet İşleri

Davarları da (sizin fâidenize) O yaratmışdır ki bunlarda sizin için ısıtıcı ve koruyucu maddeler ve nice nice menfeatler vardır. Onlardan yersiniz de.

— Hasan Basri Çantay

Allah hayvanları da yarattı. Bunlar size soğuktan koruyucu yünler, kıllar ile başka birçok yararlar sağlarlar ve etlerini de yersiniz.

— Seyyid Kutub

وَلَكُمْ فِيهَا جَمَالٌ حِينَ تُرِيحُونَ وَحِينَ تَسْرَحُونَ ﴿٦

Akşam getirir, sabah salarken onlarda sizin içîn bir cemal de vardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Akşamleyin getirir, sabah salarken onlarda sizin için bir güzellik vardır

— İbni Kesir

Onları akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken de sizin için bir güzellik (ve zevk) vardır.

— Diyanet İşleri

Akşamlayın getirirken, sabahlayın salıverirken onlarda sizin için (ne) güzel bir zînet (ve zevk) vardır!

— Hasan Basri Çantay

Bu hayvanlar, onları sabahleyin otlağa salarken ve akşam geri getirirken, size göz zevki sağlarlar.

— Seyyid Kutub

وَتَحْمِلُ أَثْقَالَكُمْ إِلَىٰ بَلَدٍ لَّمْ تَكُونُواْ بَٰلِغِيهِ إِلَّا بِشِقِّ ٱلْأَنفُسِۚ إِنَّ رَبَّكُمْ لَرَءُوفٌ رَّحِيمٌ ﴿٧

Ağırlıklarınızı da yüklenir, canlarınızın yarısına tüketmeden varamayacağınız beldelere kadar götürürler, her halde Rabbiniz size çok refetli, çok merhametli.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Kendi kendinize zor varacağınız memleketlere yüklerinizi taşırlar. Muhakkak ki Rabbınız; Rauf'tur, Rahim'dir.

— İbni Kesir

Onlar ağırlıklarınızı, sizin ancak zorlukla varabileceğiniz beldelere taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir.

— Diyanet İşleri

Onlar sizin ağırlıklarınızı yüklenir (ler), yarı canınız tükenmeden varamayacağınız bir memlekete (sizi) götürür (ler). Şüphesiz ki Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhamet edicidir.

— Hasan Basri Çantay

Bu hayvanlar, ancak ağır sıkıntıya katlanarak varabileceğiniz uzaklıktaki beldelere yüklerinizi taşırlar. Hiç kuşkusuz Rabbiniz pek şefkatli ve merhametlidir.

— Seyyid Kutub

وَٱلْخَيْلَ وَٱلْبِغَالَ وَٱلْحَمِيرَ لِتَرْكَبُوهَا وَزِينَةًۚ وَيَخْلُقُ مَا لَا تَعْلَمُونَ ﴿٨

Hem binesiniz diye, hem de ziynet olarak atları, katırları, merkebleri de yarattı ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratacak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Atları, katırları ve merkebleri de sizin için binek ve süs hayvanı olarak yaratmıştır. Bilmediğiniz daha nice şeyleri de yaratır.

— İbni Kesir

Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır.

— Diyanet İşleri

Hem onlara binmeniz için, hem zînet için de atları, katırları, merkepleri yaratdı. Sizin bilmeyeceğiniz daha neler yaratıyor O!

— Hasan Basri Çantay

Allah atları, katırları, eşekleri, binek ve süs hayvanı olarak yarattı. O sizin bilmediğiniz daha nice canlıları yarattı.

— Seyyid Kutub

وَعَلَى ٱللَّهِ قَصْدُ ٱلسَّبِيلِ وَمِنْهَا جَآئِرٌۚ وَلَوْ شَآءَ لَهَدَىٰكُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٩

Yolu doğrultmak da Allah’a aiddir, ondan sapan da var, maamafih Allah, dilerse hepinizi hidayette kılardı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yolun doğrusunu göstermek Alla'a aittir. Ondan sapan da vardır. O, dileseydi; hepinizi birlikte doğru yola iletirdi.

— İbni Kesir

Doğru yolu göstermek Allah’a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.

— Diyanet İşleri

Doğru yolu bildirmek Allaha âiddir. Kimi (yol) ise eğridir. (Allah) dileseydi muhakkak hepinizi topdan hidâyete erdirirdi.

— Hasan Basri Çantay

Yolun doğrusunu göstermek Allah'ın tekelindedir. Kimi yollar eğridir. Eğer o dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.

— Seyyid Kutub

هُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءًۖ لَّكُم مِّنْهُ شَرَابٌ وَمِنْهُ شَجَرٌ فِيهِ تُسِيمُونَ ﴿١٠

O odur ki Semâ’dan bir su indirdi. Size ondan bir içecek var, yine ondan bir ağaç ki hayvan yayarsınız.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O'dur size semadan su indiren, ondan içersiniz. Ve hayvanları otlattığınız bitki de onunla biter.

— İbni Kesir

O, gökten sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla meydana gelir.

— Diyanet İşleri

O, sizin îçin gökden (bulutdan) su (yağmur) indirendir. İçilecek (ler) bundan, içinde (hayvanlarınızı) yaymakda olduğunuz ot (lar) da bundandır.

— Hasan Basri Çantay

Size gökten su indiren O'dur ve hayvan otlattığınız çayırlar O'nun sayesinde gelişir.

— Seyyid Kutub

AYARLAR