بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ ﴿١

Veyl bütün "hümeze lümeze" güruhuna.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Diliyle çekiştirip yüzünde de alay edenin vay haline.

— İbni Kesir

(1-2) Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!

— Diyanet İşleri

Arkadan çekişdirmeyi, yüze karşı (el, kaş ve göz işaretleriyle) eğlenmeyi ve ayıblamayı aadet edinen her kişinin vay haaline!

— Hasan Basri Çantay

İnsanları dilleri ile arkalarından çekiştiren ve karşılarında kaş, göz hareketleri ile onları aşağılayan herkese yazıklar olsun!

— Seyyid Kutub

ٱلَّذِى جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُۥ ﴿٢

Ona ki bir mal toplamış ve onu saymaktadır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ki o, mal toplayıp onu sayar.

— İbni Kesir

(1-2) Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!

— Diyanet İşleri

Ki o, malı yığıb onu tekrar tekrar sayandır.

— Hasan Basri Çantay

Malı toplayıp onu teker teker sayana.

— Seyyid Kutub

يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُۥٓ أَخْلَدَهُۥ ﴿٣

Malı kendisini muhalled kılmış sanır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Malının kendisini ebedi kılacağını sanır.

— İbni Kesir

O, malının, kendisini ebedîleştirdiğini sanır.

— Diyanet İşleri

Malı hakıykaten kendisine (dünyâda) ebedî hayât verdiğini sanır o.

— Hasan Basri Çantay

Malının kendisini ölümsüzleştireceğini zannedene yazıklar olsun.

— Seyyid Kutub

كَلَّاۖ لَيُنۢبَذَنَّ فِى ٱلْحُطَمَةِ ﴿٤

Hayır celâlim hakkı için atılacaktır o (tamuya) hutameye.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır; andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.

— İbni Kesir

Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır.

— Diyanet İşleri

Hayır, O, andolsun (hor ve hakîr) «Hutame» ye (tamuya) atılacak.

— Hasan Basri Çantay

Hayır. O kırıp geçen yere atılacaktır.

— Seyyid Kutub

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْحُطَمَةُ ﴿٥

Ve bildin mi hutame ne?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hutame'nin ne olduğunu bilir misin sen?

— İbni Kesir

Hutame’nin ne olduğunu sen ne bileceksin?

— Diyanet İşleri

O Hutamenin neydiğini sana bildiren ne?

— Hasan Basri Çantay

O kırıp geçenin ne olduğunu bilir misin sen?

— Seyyid Kutub

نَارُ ٱللَّهِ ٱلْمُوقَدَةُ ﴿٦

Allah’ın tutuşturulmuş ateşi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir.

— İbni Kesir

(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.

— Diyanet İşleri

(O), Allahın tutuşdurulmuş bir ateşidir,

— Hasan Basri Çantay

Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir o.

— Seyyid Kutub

ٱلَّتِى تَطَّلِعُ عَلَى ٱلْأَفْـِٔدَةِ ﴿٧

Ki çıkar gönüller üstüne.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ki tırmanıp yüreklerin içine işler.

— İbni Kesir

(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.

— Diyanet İşleri

ki tırmanıb yüreklerin ta üstüne çıkacak (kaplayacak) dır o.

— Hasan Basri Çantay

Tırmanıp yüreklerin üstüne çıkan.

— Seyyid Kutub

إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌ ﴿٨

O kapatılacaktır onlar üstüne.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Bu, onların üzerine kapatılmıştır.

— İbni Kesir

(8-9) Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.

— Diyanet İşleri

Bu (ateşin kapıları da) onların üzerine kapatılmışdır.

— Hasan Basri Çantay

Cehennem onların üzerine kapatılacaktır.

— Seyyid Kutub

فِى عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍۭ ﴿٩

Uzatılmış sütunlarda.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Uzatılmış sütunlar arasında.

— İbni Kesir

(8-9) Şüphesiz uzatılmış direkler arasında (bağlı oldukları hâlde) ateş onların üzerine kapatılacaktır.

— Diyanet İşleri

(kendileri) uzatılmış sütun (larda bağlı olarak).

— Hasan Basri Çantay

Uzun sütunlar içinde.

— Seyyid Kutub

AYARLAR