بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ ٢

Bu parlak kitabın kadrini bilin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Apaçık kitaba andolsun ki;

– İbni Kesir

(2-3) Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.

– Diyanet İşleri

(Hidâyet yolunu) apâşikâr gösteren (şu) kitaba andederim ki,

– Hasan Basri Çantay

Apaçık Kitab'a andolsun ki.

– Seyyid Kutub

إِنَّا جَعَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّٗا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ ٣

Hakkâ biz onu Arabî olarak okunacak bir Kur'an kıldık ki akıl erdiresiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Düşünüp anlayasınız diye gerçekten Biz, onu arabça bir Kur'an kılmışızdır

– İbni Kesir

(2-3) Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.

– Diyanet İşleri

Hakıykat biz onu, (Onun manâlarını) anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yapdık.

– Hasan Basri Çantay

Düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık.

– Seyyid Kutub

وَإِنَّهُۥ فِيٓ أُمِّ ٱلۡكِتَٰبِ لَدَيۡنَا لَعَلِيٌّ حَكِيمٌ ٤

Ve hakikat o, bizim nezdimizdeki ana kitapta çok yüksek, çok hikmetlidir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O nezdimizdeki ana kitabdadır. Şanı yücedir, hikmet doludur.

– İbni Kesir

Şüphesiz o, katımızdaki ana kitapta (Levh-i Mahfuz’da) mevcuttur, çok yücedir, hikmetlerle doludur.

– Diyanet İşleri

Şübhesiz o (Kur'an), nezdimizdeki ana kitabda (sabit), çok yüce çok kıymetli (bir kitab) dır.

– Hasan Basri Çantay

O, katımızda bulunan ana kitabdadır. Şanı yücedir, hikmetle doludur.

– Seyyid Kutub

أَفَنَضۡرِبُ عَنكُمُ ٱلذِّكۡرَ صَفۡحًا أَن كُنتُمۡ قَوۡمٗا مُّسۡرِفِينَ ٥

Siz müsrif bir kavim olduğunuz için şimdi sizden o öğüdü bertaraf mı edeceğiz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Haddi aşan bir kavimsiniz diye, sizi o Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?

– İbni Kesir

Haddi aşan bir topluluk oldunuz, diye vazgeçip Zikir’le (Kur’an’la) sizi uyarmaktan geri mi duralım?

– Diyanet İşleri

Siz haddi aşan bir kavmsinizdir diye artık o Kur'ânı sizden (uzaklaşdırıb, inzalinde) vaz geçib bırakı mı verelim?

– Hasan Basri Çantay

Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?

– Seyyid Kutub

وَكَمۡ أَرۡسَلۡنَا مِن نَّبِيّٖ فِي ٱلۡأَوَّلِينَ ٦

Halbuki evvelkiler içinde biz nice peygamber gönderdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Daha öncekilere nice peygamberler göndermiştik.

– İbni Kesir

Hâlbuki daha önceki toplumlara da nice peygamberler göndermiştik.

– Diyanet İşleri

Halbuki biz evvelki (ümmet) ler içinde de nice peygamber (ler) gönderdik.

– Hasan Basri Çantay

Biz, sizden önce gelenlere nice peygamberler gönderdik.

– Seyyid Kutub

وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن نَّبِيٍّ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ ٧

Hiç bir peygamber de gelmiyordu ki kendilerine onunla mutlak eğlenmesinler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Kendilerine bir peygamber gelmeyedursun mutlaka onunla alay ederlerdi.

– İbni Kesir

(Onlar da) kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.

– Diyanet İşleri

Onlar da, kendilerine bir peygamber gelmeye dursun, ille onunla istihza ederlerdi.

– Hasan Basri Çantay

Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.

– Seyyid Kutub

فَأَهۡلَكۡنَآ أَشَدَّ مِنۡهُم بَطۡشٗا وَمَضَىٰ مَثَلُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٨

Onun için biz onlardan daha sert pençelileri helâk ettik, ve evvelkilerin meseli geçti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Biz, bunlardan daha güçlü olanları helak ettik. Öncekilerin misali geçti.

– İbni Kesir

Biz, onlardan daha çetinlerini de helâk ettik. Öncekilerin örneği geçti!

– Diyanet İşleri

Onun için biz kuvvetçe bunlardan daha çetinlerini helak ettik. O evvelki (ümmet) lerin misâl (ler) i (nice âyetlerimizde) geçmişdir.

– Hasan Basri Çantay

Bizde bunlardan daha güçlü oları o kavimleri helak ettik. Öncekilere dair nice misaller geçmiştir.

– Seyyid Kutub

وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ لَيَقُولُنَّ خَلَقَهُنَّ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡعَلِيمُ ٩

Celâlim Hakk’ı için sorsan onlara o gökleri ve yeri kim yarattı? Elbette diyecekler: onları o Aziz, Alim yarattı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, muhakkak: Onları Aziz, Alim yaratmıştır, diyeceklerdir.

– İbni Kesir

Andolsun, onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka, “Onları mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen (Allah) yarattı” diyeceklerdir.

– Diyanet İşleri

Andolsun ki eğer onlara «Gökleri, yeri kim yaratdı?» (diye) sorarsan elbette «Onları O mutlak gaalib, O (her şey'i) hakkıyle bilen (Allah) yaratdı» derler.

– Hasan Basri Çantay

Andolsun onlara: «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan elbette «Onları, çok üstün, çok bilen Allah yarattı» diyeceklerdir.

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ مَهۡدٗا وَجَعَلَ لَكُمۡ فِيهَا سُبُلٗا لَّعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ ١٠

O ki arzı sizin için bir beşik yaptı, ve doğru gidesiniz diye size yollar açtı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O ki; yeri, sizin için bir beşik kılmış, doğru gidesiniz diye orada yollar var etmiştir.

– İbni Kesir

O, yeryüzünü size beşik yapan ve gideceğiniz yere ulaşasınız diye sizin için orada yollar var edendir.

– Diyanet İşleri

(O Allah ki) yeri sizin için bir beşik yapmış, onda, doğru gidesiniz diye, yollar açmışdır.

– Hasan Basri Çantay

O; size yeri beşik kılan ve doğru gitmeniz için yeryüzünde size yollar gösterendir.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu