بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يسٓ ﴿١

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Yâsîn.

İBNİ KESİR

Ya, Sin.

DİYANET İŞLERİ

Yâ Sîn.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Yâsîn.

SEYYİD KUTUB

Yasin.

وَٱلْقُرْءَانِ ٱلْحَكِيمِ ﴿٢

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Hikmetli Kur’an’ın Hakk’ı için.

İBNİ KESİR

Kur'an-ı Hakim'e andolsun ki;

DİYANET İŞLERİ

(2-4) (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.

HASAN BASRİ ÇANTAY

O hikmet dolu Kur'ana yemîn ederim ki,

SEYYİD KUTUB

Hikmetli Kur'an'a andolsun.

إِنَّكَ لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ ﴿٣

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Emîn ol ki sen o risaletle gönderilen peygamberlerdensin.

İBNİ KESİR

Sen, elbette gönderilmiş peygamberlerdensin,

DİYANET İŞLERİ

(2-4) (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Sen (Habîbim) hiç şübhesiz (Hak canibinden) gönderilen (peygamber) lerdensin.

SEYYİD KUTUB

Sen elbette gönderilmiş peygamberlerdensin.

عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ ﴿٤

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Bir sıratı müstakîm üzerindesin.

İBNİ KESİR

Sırat-ı Müstakim üzere.

DİYANET İŞLERİ

(2-4) (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Dosdoğru bir yol üzerindesin.

SEYYİD KUTUB

Dosdoğru bir yol üzerinde.

تَنزِيلَ ٱلْعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ﴿٥

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Tenziliyle o Aziz Rahimin.

İBNİ KESİR

Bu; Aziz, Rahim'in indirmesidir.

DİYANET İŞLERİ

(5-6) Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Bu Kur'an) yegâne gaalib, çok esirgeyici (Allah) in indirdiği (bir kitab) dır.

SEYYİD KUTUB

Bu Kur'an üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمْ فَهُمْ غَٰفِلُونَ ﴿٦

ELMALILI HAMDİ YAZIR

İnzar edesin: vehameti haber veresin diye bir kavme babalar inzar edilmedi de haberleri de yok gafiller.

İBNİ KESİR

Babaları uyarılmadığından gaflet içinde kalmış bir kavmi uyarman için.

DİYANET İŞLERİ

(5-6) Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Bunun) hikmeti de (yakın) ataları azâb ile korkutulmamış, bu yüzden kendileri gaflet içinde kalmış olan bir kavmi (onunla) korkutmandır.

SEYYİD KUTUB

O Kitap, sana, ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir.

لَقَدْ حَقَّ ٱلْقَوْلُ عَلَىٰٓ أَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿٧

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Celâlim Hakk’ı için daha çoklarına karşı söz hakkolmuştur da onlar imana gelmezler.

İBNİ KESİR

Andolsun ki; onların, çoğunun üzerine, söz hak olmuştur. Onlar, artık iman etmezler.

DİYANET İŞLERİ

Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Andolsun ki bunların çoğunun üzerine o söz hak olmuşdur. Artık bunlar îman etmezler.

SEYYİD KUTUB

Andolsun ki, hüküm çoğunun aleyhine gerçekleşmiştir, bunun için artık inanmazlar.

إِنَّا جَعَلْنَا فِىٓ أَعْنَٰقِهِمْ أَغْلَٰلًا فَهِىَ إِلَى ٱلْأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ ﴿٨

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Çünkü biz onların boyunlarına kelepçekler geçirmişiz, onlar çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı gözleri aşağı somurtmaktadırlar.

İBNİ KESİR

Doğrusu Biz; onların boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkaları geçirdik. Bunun için artık başları yukarı kalkıktır.

DİYANET İŞLERİ

Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Hakıykat, biz onların boyunlarına öyle lâleler geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayandı). Şimdi onlar, kafaları ve burunları yukarı kaldırılmış haldedirler.

SEYYİD KUTUB

Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.

وَجَعَلْنَا مِنۢ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَٰهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ ﴿٩

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Hem önlerinden bir sedd ve arkalarından bir sedd çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da baksalar da görmezler.

İBNİ KESİR

Önlerinden bir sed ve arkalarından da bir sed çekmişizdir. Gözlerini perdelemişizdir. Bu yüzden artık göremezler.

DİYANET İŞLERİ

Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık görmezler.

SEYYİD KUTUB

Önlerine ve arkalarına set çektik. Gözlerini perdelediğimizden artık göremezler.

وَسَوَآءٌ عَلَيْهِمْ ءَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿١٠

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve onlarca müsavidir: ha inzar etmişin kendilerini ha etmemişin; inanmazlar.

İBNİ KESİR

Onları ister korkut, ister korkutma; onlar için birdir, iman etmezler.

DİYANET İŞLERİ

Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Onları (azâb ile) ha korkutmuşsun, ha korkutmamışsın onlarca birdir. İman etmezler.

SEYYİD KUTUB

Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.

AYARLAR