بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

نٓۚ وَٱلْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ ﴿١

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Nûn, ve kalem ve ehli kalemin satra dizdikleri ve dizecekleri hakkı için.

İBNİ KESİR

Nun. Kaleme ve onunla yazılanlara andolsun ki;

DİYANET İŞLERİ

(1-2) Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Hokka ile kaleme ve (erbâb-ı kalemin) yazmakda oldukları şeylere andolsun ki,

SEYYİD KUTUB

Nun. Kaleme ve onunla yazdıranlara and olsun.

مَآ أَنتَ بِنِعْمَةِ رَبِّكَ بِمَجْنُونٍ ﴿٢

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Sen Rabbi’nin nimeti ile, mecnun değilsin.

İBNİ KESİR

Sen, nimeti sayesinde bir deli değilsin.

DİYANET İŞLERİ

(1-2) Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Habîbim) sen, Rabbinin ni'meti sayesinde, bir mecnun değilsin.

SEYYİD KUTUB

Sen, Rabbinin nimetiyle cinlenmiş değilsin.

وَإِنَّ لَكَ لَأَجْرًا غَيْرَ مَمْنُونٍ ﴿٣

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve tükenmez bir ecir var muhakkak senin için.

İBNİ KESİR

Doğrusu senin için tükenmeyen bir mükafat vardır.

DİYANET İŞLERİ

Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Senin için muhakkak ve muhakkak tükenmeyen bir mükâfat vardır.

SEYYİD KUTUB

Senin için kesintisiz bir mükafat vardır.

وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ ﴿٤

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve her halde sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin.

İBNİ KESİR

Muhakkak ki sen; büyük bir ahlak üzerindesin

DİYANET İŞLERİ

Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Hiç şüphesiz büyük bir ahlaak üzerindesin sen.

SEYYİD KUTUB

Ve sen yüce bir ahlaka sahipsin.

فَسَتُبْصِرُ وَيُبْصِرُونَ ﴿٥

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Yakında göreceksin ve görecekler.

İBNİ KESİR

Yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler;

DİYANET İŞLERİ

(5-6) Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Yakında göreceksin, onlar da görecekler,

SEYYİD KUTUB

Sen de göreceksin, onlar da görecekler.

بِأَييِّكُمُ ٱلْمَفْتُونُ ﴿٦

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Hanginizde imiş o fitne, o cünun?

İBNİ KESİR

Hanginizin aklından zoru olduğunu.

DİYANET İŞLERİ

(5-6) Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Delilik hanginizde imiş?

SEYYİD KUTUB

Hanginizin sınandığını.

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُهْتَدِينَ ﴿٧

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Şüphesiz Rabbındır en bilen yolundan sapını, yine odur en bilen hidayete irenleri.

İBNİ KESİR

Muhakkak ki senin Rabbın; kendi yolundan sapanları çok iyi bilir. Ve O, hidayete erevleri de en iyi bilendir.

DİYANET İŞLERİ

Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Şübhesiz ki Rabbin, O, kendi yolundan sapan kişiyi çok iyi bilendir. O, hidâyete ermiş olanları da pek iyi bilendir.

SEYYİD KUTUB

Şüphesiz Rabbin, kimlerin kendi yolundan saptığını ve kimlerin doğru yolda olduğunu herkesten iyi bilir.

فَلَا تُطِعِ ٱلْمُكَذِّبِينَ ﴿٨

ELMALILI HAMDİ YAZIR

O halde tanıma o yalan diyenleri.

İBNİ KESİR

Öyleyse sen; yalanlayanlara uyma.

DİYANET İŞLERİ

O hâlde yalanlayanlara boyun eğme.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Artık (Habîbim) o yalanlayanları tanıma (onlara boyun eğme).

SEYYİD KUTUB

Öyleyse yalanlayanlara itaat etme.

وَدُّواْ لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ ﴿٩

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Arzu ettiler ki müdahene etsen, o vakit müdahene edeceklerdi.

İBNİ KESİR

Onlar isterler ki; sen yumuşak davranasın da kendileri de yumuşaklık göstersinler.

DİYANET İŞLERİ

İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Onlar arzuu etdiler ki sen yumuşak davranasın da kendileri de yumuşaklık göstersinler.

SEYYİD KUTUB

Onlar istediler ki, sen yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.

وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ ﴿١٠

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve tanıma şunların hiç birini: çok yemin edici, değersiz.

İBNİ KESİR

Sen; yemin edip duran, izzet-i nefsi bulunmayana uyma.

DİYANET İŞLERİ

(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men'eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!

SEYYİD KUTUB

Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran aşağılık.

AYARLAR