بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ٱقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ فِى غَفْلَةٍ مُّعْرِضُونَ ﴿١

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Yaklaştı nâsa hesabları onlar ise hâlâ gaflette aldırmıyorlar.

İBNİ KESİR

İnsanların hesab zamanı yaklaştı. Fakat onlar hala gaflet içinde yüz çeviriyorlar.

DİYANET İŞLERİ

İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

İnsanların hesâb (günleri yaklaşdı. Böyleyken onlar (haalâ) gaflet içindedirler, (bunu tefekkürden) yüz çeviricidirler.

SEYYİD KUTUB

İnsanların hesap verme günü yaklaştığı halde onlar halâ gaflet içinde gerçeğe yüz çeviriyorlar.

مَا يَأْتِيهِم مِّن ذِكْرٍ مِّن رَّبِّهِم مُّحْدَثٍ إِلَّا ٱسْتَمَعُوهُ وَهُمْ يَلْعَبُونَ ﴿٢

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Rab’lerinden kendilerine gelen her yeni ihtarı mutlak eğlenerek dinliyorlar.

İBNİ KESİR

Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir.

DİYANET İŞLERİ

(2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”

HASAN BASRİ ÇANTAY

(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?

SEYYİD KUTUB

Onlar Rabb'lerinden gelen her yeni uyarıyı kesinlikle alaya alarak dinliyorlar.

لَاهِيَةً قُلُوبُهُمْۗ وَأَسَرُّواْ ٱلنَّجْوَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ هَلْ هَٰذَآ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْۖ أَفَتَأْتُونَ ٱلسِّحْرَ وَأَنتُمْ تُبْصِرُونَ ﴿٣

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Kalbleri hep oyunda hem onlar o zalimler şu gizli fısıltıyı sirleştiler: bu sırf sizin gibi, bir beşer artık göre göre sihere mi gidiyorsunuz?

İBNİ KESİR

Kalbleri gaflet içerisinde. Zulmedenler gizlice fısıldaştılar: Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göre göre büyüye mi aldanacaksınız?

DİYANET İŞLERİ

(2-3) Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”

HASAN BASRİ ÇANTAY

(2-3) Rablerinden kendilerine yeni bir ihtaar gelmeye dursun, onlar bunu ille istihza ederek ve kalbleri oyuna dalarak dinlemişlerdir. Zaalimler gizli fısıltı ile (şöyle) konuşdular: «Bu sizin gibi bir insandan başka mıdır? Kendiniz görüb (ve bilib) dururken şimdi sihre mi geleceksiniz»?

SEYYİD KUTUB

Kalpleri oyundadır. Bu zalimler gizlice şöyle fısıldaştılar; «Şu Muhammed, sadece sizin gibi bir insan değil mi? Gözünüz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?»

قَالَ رَبِّى يَعْلَمُ ٱلْقَوْلَ فِى ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِۖ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ ﴿٤

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Dedi: Rabbim söyleneni bilir: Gökte de yerde de ve O öyle semî, öyle alîmdir.

İBNİ KESİR

Dedi ki: Benim Rabbım; gökte ve yerde söyleneni bilir. O; Semi'dir. Alim'dir

DİYANET İŞLERİ

Peygamber, onlara dedi ki: “Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Onlara) dedi ki: «Rabbim gökdeki, yerdeki (her) sözü bilir. O, hakkıyle işidici, kemâliyle bilicidir».

SEYYİD KUTUB

Peygamber dedi ki; «Benim Rabb'im, gökte ve yerde söylenen her sözü bilir, o işiten ve bilendir.

بَلْ قَالُوٓاْ أَضْغَٰثُ أَحْلَٰمٍۭ بَلِ ٱفْتَرَىٰهُ بَلْ هُوَ شَاعِرٌ فَلْيَأْتِنَا بِـَٔايَةٍ كَمَآ أُرْسِلَ ٱلْأَوَّلُونَ ﴿٥

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Dediler: adgâsü ahlâm, yok onu uydurdu, yok o bir şâir, yoksa bize evvelkilerin gönderildikleri gibi bir âyet getirsin.

İBNİ KESİR

Onlar: Hayır, bunlar saçma sapan rüyalardır. Hayır onu uydurmuştur, hayır o, şairdir. Haydi önceki peygamberler gibi o da bize bir mucize getirsin dediler.

DİYANET İŞLERİ

Onlar, “Hayır, bunlar karma karışık yalancı düşlerdir. Hayır, onu kendisi uydurdu; hayır, o bir şairdir. Eğer böyle değilse, önceki peygamberlerin (mucizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mucize getirsin” dediler.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Dediler: «Hayır, (bunlar) saçma sapan rü'yâlardır. Hayır, onu kendisi uydurmuşdur. Hayır, o, bir şâirdir. (Bunlar değilse) o halde evvelki (peygamber) lere gönderildiği gibi o da bize bir mu'cize getirsin».

SEYYİD KUTUB

O zalimler dediler ki; «Hayır, Muhammed'in söyledikleri birtakım karmaşık, birbirinden kopuk hayallerdir. Hayır, bu sözler O'nun uydurmasıdır. Hayır, O bir şairdir. Öyle değilse bize daha önceki peygamberlerin gösterdiklerine benzer bir mucize göstersin.»

مَآ ءَامَنَتْ قَبْلَهُم مِّن قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَٰهَآۖ أَفَهُمْ يُؤْمِنُونَ ﴿٦

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Onlardan evvel ihlâk ettiğimiz hiç bir karye iman etmedi şimdi onlar mı iman edecekler?

İBNİ KESİR

Onlardan önce helak etmiş olduğumuz kasaba halkı iman etmemişti. Şimdi bunlar mı iman edecekler?

DİYANET İŞLERİ

Onlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?

HASAN BASRİ ÇANTAY

Onlardan evvel helak etdiğimiz hiç bir memleket (halkı helak olub gitdi), îman etmedi de (şimdi) bunlar mı îman edecekler?

SEYYİD KUTUB

Oysa onlardan önceki helâk ettiğimiz kentlerin hiçbiri inanmamıştı. Şimdi onlar mı inanacaklar?

وَمَآ أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ إِلَّا رِجَالًا نُّوحِىٓ إِلَيْهِمْۖ فَسْـَٔلُوٓاْ أَهْلَ ٱلذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ ﴿٧

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Senden evvel de başka değil ancak kendilerine vahiy gönderdiğimiz bir takım ricâl gönderdik, haydin zikr ehline sorun bilmiyorsanız.

İBNİ KESİR

Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız; zikir ehline sorun.

DİYANET İŞLERİ

Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Biz senden evvel de kendilerine vahy etdiğimiz erkeklerden başkasını (peygamber olarak) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız ehl-i zikre sorun.

SEYYİD KUTUB

Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Bilmiyorsanız şayet zikir ehline sorun.

وَمَا جَعَلْنَٰهُمْ جَسَدًا لَّا يَأْكُلُونَ ٱلطَّعَامَ وَمَا كَانُواْ خَٰلِدِينَ ﴿٨

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Biz onları hem yemek yemez bir cesed yapmadık hemde mühalled değildiler.

İBNİ KESİR

Biz onları; yemek yemez bir ceset kılmadık ve onlar, ebedi de değillerdi

DİYANET İŞLERİ

Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Biz onları yemek yemez birer cesed olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyâda) ebedî de değillerdi.

SEYYİD KUTUB

Biz onları yemek yemez organizmalar olarak yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.

ثُمَّ صَدَقْنَٰهُمُ ٱلْوَعْدَ فَأَنجَيْنَٰهُمْ وَمَن نَّشَآءُ وَأَهْلَكْنَا ٱلْمُسْرِفِينَ ﴿٩

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Sonra onlara olan vaade sadık olduk da kendilerini ve dilediklerimizi necata çıkarıp müsrifleri helâk ettik.

İBNİ KESİR

Nihayet onlara verdiğimiz sözün doğruluğunu gösterdik. Kendilerini ve dilediklerimizi kurtardık, aşırı gidenleri de yok ettik.

DİYANET İŞLERİ

Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helâk ettik.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Sonra biz onlara olan va'd (imiz) in doğruluğunu gösterdik de hem kendilerini, hem kimleri diliyorsak onları kurtardık. İftiracıları ise helak etdik.

SEYYİD KUTUB

Sonra sözümüzü tutarak onları ve dilediğimiz kimseleri kurtararak ölçülerimizi çiğneyen azgınları yokettik.

لَقَدْ أَنزَلْنَآ إِلَيْكُمْ كِتَٰبًا فِيهِ ذِكْرُكُمْۖ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ﴿١٠

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Şanım Hakk’ı için size bir kitap indirdik ki bütün şanımız onda? hâlâ akıllanmayacak mısınız?

İBNİ KESİR

Andolsun ki; size, içinde zikrinizin bulunduğu bir Kitab indirdik. Hala akletmiyor musunuz?

DİYANET İŞLERİ

Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

HASAN BASRİ ÇANTAY

Andolsun, size öyle bir kitab indirmişizdir ki (bütün) zikir (ve şeref) iniz ondadır. Haalâ akıllanmıyacak mısınız?

SEYYİD KUTUB

Andolsun ki, size namınızı yücelten, öğütler içeren bir kitap indirdik. Buna aklınız ermiyor mu?

AYARLAR