بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

حٰمٓ ﴿١

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Hâ, mîm.

İBNİ KESİR

Ha, Mim.

DİYANET İŞLERİ

Hâ Mîm.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Haa, Mîm.

SEYYİD KUTUB

Ha, Mim.

عٓسٓقٓ۠ ﴿٢

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ayn, sîn, kaf.

İBNİ KESİR

Ayn, Sin, Kaf.

DİYANET İŞLERİ

Ayn Sîn Kâf

HASAN BASRİ ÇANTAY

Ayn, Sîn, Kaaf.

SEYYİD KUTUB

Ayn, Sin, Kaf.

كَذٰلِكَ يُوح۪ٓي اِلَيْكَ وَاِلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكَۙ اللّٰهُ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ ﴿٣

ELMALILI HAMDİ YAZIR

İşte böyle vahiy veriyor sana - senden evvelkilere de - Allah, O, Aziz, Hakim.

İBNİ KESİR

Aziz, Hakim olan Allah sana da, senden öncekilere de böyle vahyeder.

DİYANET İŞLERİ

(Ey Muhammed!) Mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.

HASAN BASRİ ÇANTAY

O mutlak gaalib, O hukûm ve hikmet saahibi Allah sana da, senden evvelkilere de işte böyle vahyeder.

SEYYİD KUTUB

O üstün iradeli ve her yaptığını bir hikmete göre yapan Allah, sana ve senden önceki peygamberlere böyle vahyeder.

لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ ﴿٤

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Onundur bütün göklerdeki ve yerdeki ve O, öyle ulu, öyle azîm.

İBNİ KESİR

Göklerde olanlar da, yerde olanlar da O'nundur. O, Aliyy'dir, Azim'dir.

DİYANET İŞLERİ

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O, yücedir, büyüktür.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Göklerde ne var, yerde ne varsa Onundur. O (nun şânı) çok yüce, (bürhanı)çok büyükdür.

SEYYİD KUTUB

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O, yücedir, büyüktür.

تَكَادُ السَّمٰوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْ فَوْقِهِنَّ وَالْمَلٰٓئِكَةُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِمَنْ فِي الْاَرْضِۜ اَلَٓا اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ ﴿٥

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ki gökler hemen hemen üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar, melekler hamd ile Rab’lerine tesbih ediyorlar ve yerdeki kimse için mağrifet diliyorlar, uyan Allah’dır ancak öyle Gafur, öyle Rahim.

İBNİ KESİR

Nerede ise gökler tepelerinden çatlayacaklar. Melekler de Rabblarını hamd ile tesbih ediyorlar; yeryüzünde bulunanlar için O'ndan bağışlanma diliyorlar. İyi bilin ki; Allah, muhakkak Gafur, Rahim olandır.

DİYANET İŞLERİ

Neredeyse gökler (O’nun azametinden) üstlerinden çatlayacaklar. Melekler ise, Rablerini hamd ile tespih ederler ve yeryüzündekiler için bağışlanma dilerler. İyi bilin ki Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Gökler nerdeyse tepelerinden çatlayacaklar. Melekler Rablerine hamd ile tesbîh ediyorlar. Yerdeki kimselerin de yarlığanmalarını istiyorlar. Gözünüzü açın, Şübhesiz Allah, O, çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.

SEYYİD KUTUB

Neredeyse gökler onların Allah'a ortak koşmaları karşısında tepelerinden çatlayacaklar. Melekler, Rab'lerini hamd ile tesbih ederler, yerdekiler için bağışlanma dilerler. İyi bilinki Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

وَالَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهُ حَف۪يظٌ عَلَيْهِمْۘ وَمَٓا اَنْتَ عَلَيْهِمْ بِوَك۪يلٍ ﴿٦

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Onun berisinden veliylere tutunanlara gelince: onların da üzerlerine Allah gözcü, sen değilsin üzerlerine vekil.

İBNİ KESİR

Ondan başka veliler edinenlere gelince; Allah, onların üzerinde daima gözetleyicidir. Sen, onların üzerinde vekil değilsin.

DİYANET İŞLERİ

Allah’tan başka dostlar edinenlere gelince, Allah onları daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Ondan başka velîler edinenlere gelince: Allah onların üzerinde dâima görüb gözetleyicidir. Sen (Habîbim) onların üstünde bir vekîl değilsin.

SEYYİD KUTUB

Allah'tan başka dostlar edinenleri Allah gözetlemektedir. Sen onların üzerinde vekil değilsin.

وَكَذٰلِكَ اَوْحَيْنَٓا اِلَيْكَ قُرْاٰناً عَرَبِياًّ لِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَا وَتُنْذِرَ يَوْمَ الْجَمْعِ لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ فَر۪يقٌ فِي الْجَنَّةِ وَفَر۪يقٌ فِي السَّع۪يرِ ﴿٧

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Ve işte böyle sana Arabî bir Kur'an vahiyetmekteyiz ki Ümm’ül-kurayı ve çevresindekileri sakındırasın ve o toplama gününün dehşetini haber veresin onda şüphe yok, bir fırka cennette, bir fırka saîrde.

İBNİ KESİR

Şehirlerin anasını ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve hakkında hiç bir şüphe bulunmayan o toplanma günüyle korkutman için, sana böyle arabça bir Kur'an vahyettik. Bir fırka cennette, bir fırka da çılgın alevli cehennemdedir.

DİYANET İŞLERİ

Böylece biz sana Arapça bir Kur’an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Şehirlerin anası (halkı) na ve etrafında bulunanlara gelecek tehlikeleri haber vermen için ve hakkında hiçbir şübhe bulunmayan o toplanma gününün dehşetiyle korkutman için sana böyle Arabca bir Kur'an vahyetdik. (Onlardan) bir takımı cennetde, bir takımı cehennemdedir.

SEYYİD KUTUB

Ey Muhammed! Şehirlerin anası Mekke'de ve onun çevresinde bulunanları uyarman; hakkında asla şüphe olmayan toplanma gününe karşı korkutman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün insanların bir kısmı cennete, bir kısmı da çılgın alevli cehenneme girerler.

وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَهُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ يُدْخِلُ مَنْ يَشَٓاءُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ وَالظَّالِمُونَ مَا لَهُمْ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ ﴿٨

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Dilese idi Allah elbet hepsini bir ümmet de yapardı ve lâkin dilediğini rahmetine koyuyor da zalimlere gelince ne bir veliy var onlara ne de bir nasîr.

İBNİ KESİR

Şayet Allah dileseydi; hepsini tek bir ümmet yapardı. Ama O; dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne de bir yardımcı.

DİYANET İŞLERİ

Allah dileseydi, onları (aynı dine mensup) bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Eğer Allah dileseydi onları elbet birtek ümmet de yapardı. Fakat O, kimi dilerse onu rahmetine sokar. Zaalimler (e gelince:) Onların ne bir haamisi, ne de (başkaca) bir yardımcısı yokdur.

SEYYİD KUTUB

Allah dilemiş olsaydı, onları bir tek ümmet yapardı. O dilediğine rahmetini kavuşturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz.

اَمِ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَۚ فَاللّٰهُ هُوَ الْوَلِيُّ وَهُوَ يُحْـيِ الْمَوْتٰىۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ۟ ﴿٩

ELMALILI HAMDİ YAZIR

Yoksa ondan beride veliylerimi idindiler? Fakat Allah’dır ancak veliy, ölüleri O diriltir, ve her şeye kadîr odur.

İBNİ KESİR

Yoksa O'ndan başka veliler mi edindiler? İşte Allah; O'dur veli. Ölüleri O, diriltir. Ve O, her şeye kadirdir.

DİYANET İŞLERİ

Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar mı edindiler? Hâlbuki gerçek dost Allah’tır. O, ölüleri diriltir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

HASAN BASRİ ÇANTAY

Yoksa onlar Allahdan başkasını dostlar mı edindiler? İşte Allah! (Asıl) dost Odur. Ölüleri O diriltir. O, herşey'e hakkıyle kaadirdir.

SEYYİD KUTUB

Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar (veli)mi edindiler? Halbuki dost (veli) yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir ve O'nun gücü herşeye yeter.

وَمَا اخْتَلَفْتُمْ ف۪يهِ مِنْ شَيْءٍ فَحُكْمُهُٓ اِلَى اللّٰهِۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبّ۪ي عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُۗ وَاِلَيْهِ اُن۪يبُ ﴿١٠

ELMALILI HAMDİ YAZIR

İhtilâf ettiğiniz herhangi bir şey hakkında da hüküm Allah’a âiddir, işte de: O Allah benim Rabbim ben ona dayanmaktayım ve hep ona sığınırım.

İBNİ KESİR

İhtilafa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm Allah'ındır. İşte Rabbım Allah budur. Ben, O'na tevekkül ettim ve yalnız O'na yöneldim.

DİYANET İŞLERİ

Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir. İşte bu, Rabbim Allah’tır. Yalnız O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yöneliyorum.

HASAN BASRİ ÇANTAY

(Kâfirlerle) ihtilâf etdiğiniz herhangi birşey hakkında hüküm vermek Allaha âiddir, işte benim Rabbim (O haakim) olan Allahdır. Ben ancak Ona güvenib dayandım. (Her müşkilde) ben yalnız Ona dönerim.

SEYYİD KUTUB

Görüş ayrılığına düştüğünüz herhangi bir meselede hüküm vermek Allah'a aittir. İşte bu, benim Rabb'im olan Allah'tır. O'na dayandım, O'na yöneldim.

AYARLAR