بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
أَلَمۡ نَشۡرَحۡ لَكَ صَدۡرَكَ ١
Şerh etmedik mi senin için bağrını?
Ey Muhammed! Senin göğsünü açmadık mı?
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
وَوَضَعۡنَا عَنكَ وِزۡرَكَ ٢
Ve indirmedik mi senden o bârını?
Yükünü üzerinden almadık mı?
(2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
ٱلَّذِيٓ أَنقَضَ ظَهۡرَكَ ٣
Ki zâr etmişti bütün zahrını?
Ki o belini bükmüştü,
(2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
وَرَفَعۡنَا لَكَ ذِكۡرَكَ ٤
Ve yükseltmedik mi senin zikrini.
Senin şanını yüceltmedik mi?
Senin şânını yükseltmedik mi?
فَإِنَّ مَعَ ٱلۡعُسۡرِ يُسۡرًا ٥
Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık var.
Muhakkak ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır,
Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
إِنَّ مَعَ ٱلۡعُسۡرِ يُسۡرٗا ٦
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var.
Gerçekten güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
فَإِذَا فَرَغۡتَ فَٱنصَبۡ ٧
O halde boşaldın mı yine kalk yorul.
Öyleyse bir işi bitirince diğerine giriş,
Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَٱرۡغَب ٨
Ve ancak Rabb’ine rağbet et, hep ona doğrul.
Ümit edeceğini Rabbinden iste.
Ancak Rabbine yönel ve yalvar.