بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ ﴿١

Şerh etmedik mi senin için bağrını?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Senin göğsünü açmadık mı?

– İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?

– Diyanet İşleri

(Habîbim) göğsünü senin (fâiden) için (açıb da) genişletmedik mi? (Genişletdik).

– Hasan Basri Çantay

Ey Muhammed! Senin göğsünü açmadık mı?

– Seyyid Kutub

وَوَضَعْنَا عَنكَ وِزْرَكَ ﴿٢

Ve indirmedik mi senden o bârını?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yükünü üzerinden atmadık mı?

– İbni Kesir

(2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?

– Diyanet İşleri

Senden yükünü de (kaldırıb) atdık.

– Hasan Basri Çantay

Yükünü üzerinden almadık mı?

– Seyyid Kutub

ٱلَّذِىٓ أَنقَضَ ظَهْرَكَ ﴿٣

Ki zâr etmişti bütün zahrını?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ki o senin belini bükmüştü.

– İbni Kesir

(2-3) Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?

– Diyanet İşleri

(Öyle yükdü ki o) senin sırtına ağır gelmiş, (kemiklerini gıcırdatmış) dı.

– Hasan Basri Çantay

Ki o belini bükmüştü,

– Seyyid Kutub

وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ ﴿٤

Ve yükseltmedik mi senin zikrini.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve senin şanını yükseltmedik mi?

– İbni Kesir

Senin şânını yükseltmedik mi?

– Diyanet İşleri

Senin nâmına da yükseltdik.

– Hasan Basri Çantay

Senin şanını yüceltmedik mi?

– Seyyid Kutub

فَإِنَّ مَعَ ٱلْعُسْرِ يُسْرًا ﴿٥

Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

– İbni Kesir

Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

– Diyanet İşleri

Demek, hakıykaten güçlükle beraber kolaylık var.

– Hasan Basri Çantay

Muhakkak ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır,

– Seyyid Kutub

إِنَّ مَعَ ٱلْعُسْرِ يُسْرًا ﴿٦

Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Elbette güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

– İbni Kesir

Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

– Diyanet İşleri

Muhakkak güdükle beraber kolaylık var.

– Hasan Basri Çantay

Gerçekten güçlükle beraber bir kolaylık vardır.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا فَرَغْتَ فَٱنصَبْ ﴿٧

O halde boşaldın mı yine kalk yorul.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse boş kaldın mı hemen koyul,

– İbni Kesir

Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.

– Diyanet İşleri

O halde boş kaldın mı hemen yorul.

– Hasan Basri Çantay

Öyleyse bir işi bitirince diğerine giriş,

– Seyyid Kutub

وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَٱرْغَب ﴿٨

Ve ancak Rabb’ine rağbet et, hep ona doğrul.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ve Rabbına koş.

– İbni Kesir

Ancak Rabbine yönel ve yalvar.

– Diyanet İşleri

Ve (her işinde) ancak Rabbine sarıl.

– Hasan Basri Çantay

Ümit edeceğini Rabbinden iste.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu