بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ ﴿١

Ekşidi ve döndü.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yüzünü asıp çevirdi,

— İbni Kesir

(1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.

— Diyanet İşleri

Yüzünü ekşitib çevirdi,

— Hasan Basri Çantay

Surat astı ve döndü.

— Seyyid Kutub

أَن جَآءَهُ ٱلْأَعْمَىٰ ﴿٢

Çünkü ona amâ geldi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Kendisine a'ma geldi diye.

— İbni Kesir

(1-2) Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.

— Diyanet İşleri

kendisine o a'maa geldi diye.

— Hasan Basri Çantay

Yanına âma geldi diye.

— Seyyid Kutub

وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ ﴿٣

Ne bilirsin o belki temizlenecek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ne bilirsin belki de o, temizlenecekti.

— İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,

— Diyanet İşleri

(Onun haalini) sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle) temizlenecekdi.

— Hasan Basri Çantay

Ne bileceksin sen belki o arınacak?

— Seyyid Kutub

أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ ٱلذِّكْرَىٰٓ ﴿٤

Veya öğüt belliyecek de o öğüt kendine fâide verecek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yahut öğüt alacaktı da bu, kendisine fayda verecekti.

— İbni Kesir

Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.

— Diyanet İşleri

Yahud öğüd olacakdı da (senin) bu öğüd (ün) kendisine fâide verecekdi.

— Hasan Basri Çantay

Yahut öğüt alacak da bu öğüt, kendisine fayda verecek.

— Seyyid Kutub

أَمَّا مَنِ ٱسْتَغْنَىٰ ﴿٥

Amma istiğnâ edene gelince.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ama kendisini müstağni gören.

— İbni Kesir

Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;

— Diyanet İşleri

Amma (zengin olduğu için) kendisini müstağnî gören adam (yok mu)?

— Hasan Basri Çantay

Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince.

— Seyyid Kutub

فَأَنتَ لَهُۥ تَصَدَّىٰ ﴿٦

Sen onun sadâsına özeniyorsun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İşte sen, onu karşına alıyorsun.

— İbni Kesir

Sen, ona yöneliyorsun.

— Diyanet İşleri

İşte sen onu karşına alıyor (ona yöneliyor) sun.

— Hasan Basri Çantay

Sen onunla ilgileniyorsun!

— Seyyid Kutub

وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ ﴿٧

Onun temizlenmemesinden sana ne?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Halbuki onun temizlenmemesinden sana ne?

— İbni Kesir

(İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!

— Diyanet İşleri

Halbuki onun temizlenmemesinden sana ne?

— Hasan Basri Çantay

Onun arınmamasından sana ne?

— Seyyid Kutub

وَأَمَّا مَن جَآءَكَ يَسْعَىٰ ﴿٨

Ve amma sana can atarak gelen.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ama sana koşarak gelen,

— İbni Kesir

(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

— Diyanet İşleri

Amma sana koşarak gelen kimse,

— Hasan Basri Çantay

Fakat koşarak sana gelene;

— Seyyid Kutub

وَهُوَ يَخْشَىٰ ﴿٩

Haşyet duyarak gelmişken.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ki o, korkar durumdadır.

— İbni Kesir

(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

— Diyanet İşleri

o, (Allahdan) korkar bir (adam) olduğu halde,

— Hasan Basri Çantay

Allah'tan sakınarak gelmişken.

— Seyyid Kutub

فَأَنتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ ﴿١٠

Sen ondan tegafül ediyorsun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sen ona aldırmıyor, oyalanıyorsun.

— İbni Kesir

(8-10) Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

— Diyanet İşleri

sen kendisini bırakıb da oyalanırsın.

— Hasan Basri Çantay

Sen onunla ilgilenmiyorsun!

— Seyyid Kutub

AYARLAR