بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

عَيۡنٗا يَشۡرَبُ بِهَا عِبَادُ ٱللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفۡجِيرٗا ٦

Bu; yalnız Allah'ın kullarının, taşıra taşıra içebileceği bir pınardır.

– İbni Kesir

يُوفُونَ بِٱلنَّذۡرِ وَيَخَافُونَ يَوۡمٗا كَانَ شَرُّهُۥ مُسۡتَطِيرٗا ٧

Onlar; adağı yerine getirirler. Ve şerri yaygın olan bir günden korkarlar.

– İbni Kesir

وَيُطۡعِمُونَ ٱلطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ مِسۡكِينٗا وَيَتِيمٗا وَأَسِيرًا ٨

Onlar; yoksula, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.

– İbni Kesir

إِنَّمَا نُطۡعِمُكُمۡ لِوَجۡهِ ٱللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمۡ جَزَآءٗ وَلَا شُكُورًا ٩

Biz; sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz. Sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.

– İbni Kesir

إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوۡمًا عَبُوسٗا قَمۡطَرِيرٗا ١٠

Doğrusu Biz; suratları astırdıkça astıracak bir günde Rabbımızdan korkarız.

– İbni Kesir

فَوَقَىٰهُمُ ٱللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمِ وَلَقَّىٰهُمۡ نَضۡرَةٗ وَسُرُورٗا ١١

Allah da onları, o günün şerrinden korumuştur. Ve onlara bir güzellik, bir sevinç vermiştir.

– İbni Kesir

وَجَزَىٰهُم بِمَا صَبَرُواْ جَنَّةٗ وَحَرِيرٗا ١٢

Sabretmelerine karşılık, onları cennet ve ipekle mükafatlandırmıştır.

– İbni Kesir

مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِۖ لَا يَرَوۡنَ فِيهَا شَمۡسٗا وَلَا زَمۡهَرِيرٗا ١٣

Orada tahtlara yaslanırlar, ne yakıcı sıcak ne de dondurucu soğuk görmezler.

– İbni Kesir

وَدَانِيَةً عَلَيۡهِمۡ ظِلَٰلُهَا وَذُلِّلَتۡ قُطُوفُهَا تَذۡلِيلٗا ١٤

Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve meyveleri de aşağı eğdirilmiştir.

– İbni Kesir

وَيُطَافُ عَلَيۡهِم بِـَٔانِيَةٖ مِّن فِضَّةٖ وَأَكۡوَابٖ كَانَتۡ قَوَارِيرَا۠ ١٥

Çevrelerinde gümüş kupalar ve billur kaseler dolaştırılır.

– İbni Kesir

قَوَارِيرَاْ مِن فِضَّةٖ قَدَّرُوهَا تَقۡدِيرٗا ١٦

Billurları gümüş gibi parlaktır. Mikdarını onlar takdir etmiştir.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu