089 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَفِرۡعَوۡنَ ذِي ٱلۡأَوۡتَادِ ١٠

Kalabalık ordu sahibi Firavun’a?

– Ali Fikri Yavuz

ٱلَّذِينَ طَغَوۡاْ فِي ٱلۡبِلَٰدِ ١١

Bunlar o kimselerdi ki, memleketlerde azgınlık etmişlerdi.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَكۡثَرُواْ فِيهَا ٱلۡفَسَادَ ١٢

Böylece oralarda fesadı çoğaltmışlardı.

– Ali Fikri Yavuz

فَصَبَّ عَلَيۡهِمۡ رَبُّكَ سَوۡطَ عَذَابٍ ١٣

Onun için rabbin de üzerlerine bir azab kamçısı yağdırıverdi.

– Ali Fikri Yavuz

إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلۡمِرۡصَادِ ١٤

Şüphesiz ki Rabbin, (kullarının bütün yaptıklarını görüb) gözetleyendir.

– Ali Fikri Yavuz

فَأَمَّا ٱلۡإِنسَٰنُ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكۡرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَكۡرَمَنِ ١٥

Fakat insan, (dünya nimetlerini arar gözetir. Onun için) her ne zaman Rabbi, onu, (zenginlik ve genişlikle) imtihan edib de ona ikram eyler, nimetler verirse; o vakit: “- Rabbim bana ikram etti.” der.

– Ali Fikri Yavuz

وَأَمَّآ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ فَقَدَرَ عَلَيۡهِ رِزۡقَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَهَٰنَنِ ١٦

Amma her ne zaman, onu imtihan edib de rızkını kendisine daraltırsa; o vakit de: “- Rabbim bana ihanet etti.” der.

– Ali Fikri Yavuz

كـَلَّاۖ بَل لَّا تُكۡرِمُونَ ٱلۡيَتِيمَ ١٧

Hayır, (iyilik zenginlikle, ihanet fakirlikle değildir. İyilik ve fenalık, itaat ve isyan iledir). Doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz, (miras hakkını vermezsiniz).

– Ali Fikri Yavuz

وَلَا تَحَٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ ١٨

Miskini de yedirmeğe birbirinizi teşvik etmezsiniz.

– Ali Fikri Yavuz

وَتَأۡكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكۡلٗا لَّمّٗا ١٩

Mirası, helâl - haram ayırmaksızın habire yersiniz.

– Ali Fikri Yavuz

وَتُحِبُّونَ ٱلۡمَالَ حُبّٗا جَمّٗا ٢٠

Malı da pek çok seversiniz.

– Ali Fikri Yavuz

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu