بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلشَّفۡعِ وَٱلۡوَتۡرِ ٣

Hem çifte, hem teke.

– İbni Kesir

وَٱلَّيۡلِ إِذَا يَسۡرِ ٤

Gelip geçeceği demde geceye,

– İbni Kesir

هَلۡ فِي ذَٰلِكَ قَسَمٞ لِّذِي حِجۡرٍ ٥

Akıl sahipleri için bunların her biri birer yemine değmez mi?

– İbni Kesir

أَلَمۡ تَرَ كَيۡفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ ٦

Görmez misin, Rabbın nasıl yaptı Ad'a?

– İbni Kesir

إِرَمَ ذَاتِ ٱلۡعِمَادِ ٧

Sütunlar sahibi İrem'e?

– İbni Kesir

ٱلَّتِي لَمۡ يُخۡلَقۡ مِثۡلُهَا فِي ٱلۡبِلَٰدِ ٨

Ki o, şehirlerde bir benzeri yaratılmayandı.

– İbni Kesir

وَثَمُودَ ٱلَّذِينَ جَابُواْ ٱلصَّخۡرَ بِٱلۡوَادِ ٩

Dağ yamacında kayaları oyan Semud kavmine?

– İbni Kesir

وَفِرۡعَوۡنَ ذِي ٱلۡأَوۡتَادِ ١٠

Kazıklar sahibi Firavun'a,

– İbni Kesir

ٱلَّذِينَ طَغَوۡاْ فِي ٱلۡبِلَٰدِ ١١

Ki bunlar, memleketlerde azgınlık etmişlerdi.

– İbni Kesir

فَأَكۡثَرُواْ فِيهَا ٱلۡفَسَادَ ١٢

Ve fesadı çoğaltmışlardı.

– İbni Kesir

فَصَبَّ عَلَيۡهِمۡ رَبُّكَ سَوۡطَ عَذَابٍ ١٣

Bu sebeple Rabbın onları, azab kırbacından geçirdi.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu