بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلَّذِى قَدَّرَ فَهَدَىٰ ﴿٣

Ki O, takdir edip doğru yolu göstermiştir.

— İbni Kesir

وَٱلَّذِىٓ أَخْرَجَ ٱلْمَرْعَىٰ ﴿٤

Ki O, yeşilliği çıkarmıştır.

— İbni Kesir

فَجَعَلَهُۥ غُثَآءً أَحْوَىٰ ﴿٥

Sonra da onu kupkuru, siyah bir çöpe çevirmiştir.

— İbni Kesir

سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰٓ ﴿٦

Seni okutacağız da hiç unutmayacaksın.

— İbni Kesir

إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ يَعْلَمُ ٱلْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ ﴿٧

Yalnız Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açığı da, gizli olanı da bilir.

— İbni Kesir

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ ﴿٨

Ve seni kolay olana muvaffak edeceğiz.

— İbni Kesir

فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ ﴿٩

O halde öğüt fayda verecekse, öğüt ver.

— İbni Kesir

سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ ﴿١٠

Korkacak olan öğüt alacaktır.

— İbni Kesir

وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى ﴿١١

Bedbaht olan ise ondan kaçınır.

— İbni Kesir

ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿١٢

Ki o, en büyük ateşe girecek olandır.

— İbni Kesir

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ﴿١٣

O, orada ne ölecek, ne de dirilecektir.

— İbni Kesir

AYARLAR