بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْغَٰشِيَةِ ﴿١

Her şeyi sarıp kaplayacak olanın haberi sana geldi mi?

— İbni Kesir

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَٰشِعَةٌ ﴿٢

Yüzler vardır ki, o gün zillete bürünmüştür.

— İbni Kesir

عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ ﴿٣

Zor işler altında bitkin düşmüştür.

— İbni Kesir

تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً ﴿٤

Kızgın bir ateşe girerler.

— İbni Kesir

تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ ءَانِيَةٍ ﴿٥

Kızgın bir kaynaktan içirilecektirler.

— İbni Kesir

لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ ﴿٦

Kötü kokulu, kuru bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.

— İbni Kesir

لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍ ﴿٧

O, ne semirtir, ne de açlığı giderir.

— İbni Kesir

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ ﴿٨

Yüzler de vardır ki; o gün, parıl parıldır.

— İbni Kesir

لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩

Çalıştıklarından hoşnuddur.

— İbni Kesir

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠

Yüksek bir cennettedir.

— İbni Kesir

AYARLAR