بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلَّذِينَ إِذَا ٱكۡتَالُواْ عَلَى ٱلنَّاسِ يَسۡتَوۡفُونَ ٢

Onlar ki; insanlardan bir şey aldıkları zaman kendileri ölçerek tam alırlar.

– İbni Kesir

وَإِذَا كَالُوهُمۡ أَو وَّزَنُوهُمۡ يُخۡسِرُونَ ٣

Ama onlara bir şey ölçüp tartarak verdikleri zaman, eksik tutarlar.

– İbni Kesir

أَلَا يَظُنُّ أُوْلَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبۡعُوثُونَ ٤

Onlar, kendilerinin diriltileceklerini sanmıyorlar mı?

– İbni Kesir

لِيَوۡمٍ عَظِيمٖ ٥

Büyük bir gün için.

– İbni Kesir

يَوۡمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٦

Ki insanlar o gün, alemlerin Rabbının huzurunda duracaklar.

– İbni Kesir

كـَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٖ ٧

Doğrusu kötülerin kitabı, muhakkak Siccin'dedir.

– İbni Kesir

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سِجِّينٞ ٨

Siccin'in ne olduğunu sen nereden bileceksin?

– İbni Kesir

كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ ٩

Yazılmış bir kitabtır.

– İbni Kesir

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٠

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ ١١

Onlar ki; din gününü yalanlarlar.

– İbni Kesir

وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ ١٢

Halbuki onu, azgın günahkardan başka kimse yalanlamaz.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu