بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلَّذِينَ إِذَا ٱكۡتَالُواْ عَلَى ٱلنَّاسِ يَسۡتَوۡفُونَ ٢

Onlar insanlardan (bir şey) ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler.

– Diyanet İşleri

وَإِذَا كَالُوهُمۡ أَو وَّزَنُوهُمۡ يُخۡسِرُونَ ٣

Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.

– Diyanet İşleri

أَلَا يَظُنُّ أُوْلَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبۡعُوثُونَ ٤

(4-6) Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?

– Diyanet İşleri

لِيَوۡمٍ عَظِيمٖ ٥

(4-6) Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?

– Diyanet İşleri

يَوۡمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٦

(4-6) Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?

– Diyanet İşleri

كـَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٖ ٧

Hayır, günahkârların yazısı, muhakkak “Siccîn”dedir.

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سِجِّينٞ ٨

“Siccîn”in ne olduğunu sen ne bileceksin.

– Diyanet İşleri

كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ ٩

O, yazılmış bir kitaptır.

– Diyanet İşleri

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٠

(10-11) O gün yalanlayanların; hesap ve ceza gününü yalanlayanların vay hâline!

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ ١١

(10-11) O gün yalanlayanların; hesap ve ceza gününü yalanlayanların vay hâline!

– Diyanet İşleri

وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ ١٢

Onu, ancak her azgın, günahkâr kimse inkâr eder.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu