بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَإِذَا ٱلۡقُبُورُ بُعۡثِرَتۡ ٤
Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman,
عَلِمَتۡ نَفۡسٞ مَّا قَدَّمَتۡ وَأَخَّرَتۡ ٥
Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek.
يَٰٓأَيُّهَا ٱلۡإِنسَٰنُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ ٱلۡكَرِيمِ ٦
(6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?
ٱلَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّىٰكَ فَعَدَلَكَ ٧
(6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?
فِيٓ أَيِّ صُورَةٖ مَّا شَآءَ رَكَّبَكَ ٨
(6-8) Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?
كـَلَّا بَلۡ تُكَذِّبُونَ بِٱلدِّينِ ٩
Hayır, hayır! Siz hesap ve cezayı yalanlıyorsunuz.
وَإِنَّ عَلَيۡكُمۡ لَحَٰفِظِينَ ١٠
(10-11) Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır.
كِرَامٗا كَٰتِبِينَ ١١
(10-11) Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır.