بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِذَا ٱلسَّمَآءُ ٱنفَطَرَتْ ﴿١

Gök yarıldığı zaman;

— İbni Kesir

وَإِذَا ٱلْكَوَاكِبُ ٱنتَثَرَتْ ﴿٢

Yıldızlar saçıldığı zaman;

— İbni Kesir

وَإِذَا ٱلْبِحَارُ فُجِّرَتْ ﴿٣

Denizler kaynaştığı zaman;

— İbni Kesir

وَإِذَا ٱلْقُبُورُ بُعْثِرَتْ ﴿٤

Kabirlerin içi dışına getirildiği zaman;

— İbni Kesir

عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ ﴿٥

Kişi neyi takdim edip neyi te'hir ettiğini bilir.

— İbni Kesir

يَٰٓأَيُّهَا ٱلْإِنسَٰنُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ ٱلْكَرِيمِ ﴿٦

Ey insan; keremi bol Rabbına karşı seni ne aldattı?

— İbni Kesir

ٱلَّذِى خَلَقَكَ فَسَوَّىٰكَ فَعَدَلَكَ ﴿٧

O ki; seni yaratmış, sana şekil vermiş ve düzeltmiştir.

— İbni Kesir

فِىٓ أَىِّ صُورَةٍ مَّا شَآءَ رَكَّبَكَ ﴿٨

Seni istediği şekilde terkib etmiştir.

— İbni Kesir

كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِٱلدِّينِ ﴿٩

Hayır; bilakis siz, dini yalan sayıyorsunuz.

— İbni Kesir

وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَٰفِظِينَ ﴿١٠

Halbuki sizin üzerinizde koruyucular vardır.

— İbni Kesir

كِرَامًا كَٰتِبِينَ ﴿١١

Çok şerefli yazıcılar.

— İbni Kesir

AYARLAR