بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ ﴿٣١

O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.

— Diyanet İşleri

وَلَٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ ﴿٣٢

Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.

— Diyanet İşleri

ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ يَتَمَطَّىٰٓ ﴿٣٣

Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.

— Diyanet İşleri

أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ ﴿٣٤

(34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.

— Diyanet İşleri

ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰٓ ﴿٣٥

(34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.

— Diyanet İşleri

أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَن يُتْرَكَ سُدًى ﴿٣٦

İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.

— Diyanet İşleri

أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِىٍّ يُمْنَىٰ ﴿٣٧

O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?

— Diyanet İşleri

ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ ﴿٣٨

Sonra bu, bir “alaka” oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.

— Diyanet İşleri

فَجَعَلَ مِنْهُ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰٓ ﴿٣٩

Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.

— Diyanet İşleri

أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يُحْۦِىَ ٱلْمَوْتَىٰ ﴿٤٠

Şimdi, bunları yapan Allah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

— Diyanet İşleri

AYARLAR