بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ ٱلْقُرْءَانَ تَرْتِيلًا ﴿٤

Yahud (o yarının) üzerine (ilâve edib) artır. Kur'ânı da açık açık, tane tane oku.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّا سَنُلْقِى عَلَيْكَ قَوْلًا ثَقِيلًا ﴿٥

Hakıykat biz sana ağır bir söz vahyediyoruz.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّ نَاشِئَةَ ٱلَّيْلِ هِىَ أَشَدُّ وَطْـًٔا وَأَقْوَمُ قِيلًا ﴿٦

Gerçek, gece (yatağından ibâdete) kalkan nefs (yok mu?) o, hem uygunluk i'tibariyle daha kuvvetlidir, hem kıraatçe daha sağlamdır.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّ لَكَ فِى ٱلنَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا ﴿٧

Çünkü gündüz senin için uzun bir meşguuliyyet var.

— Hasan Basri Çantay

وَٱذْكُرِ ٱسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا ﴿٨

Rabbinin adını an. (İbâdetinde Ondan başka herşeyden kesilerek) yalnız Ona yönel.

— Hasan Basri Çantay

رَّبُّ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَٱتَّخِذْهُ وَكِيلًا ﴿٩

(O), doğunun da, batının da Rabbidir. Ondan başka hiçbir Tanrı yok. O halde (umuurunda) güvenek ve dayanak olarak onu tut.

— Hasan Basri Çantay

وَٱصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَٱهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَمِيلًا ﴿١٠

Onlar ne derlerse katlan. Onlardan sızıltısızca ayrıl.

— Hasan Basri Çantay

وَذَرْنِى وَٱلْمُكَذِّبِينَ أُوْلِى ٱلنَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا ﴿١١

Yalan sayacak olan o varlık saahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّ لَدَيْنَآ أَنكَالًا وَجَحِيمًا ﴿١٢

Çünkü bizim yanımızda (ağır) bukağılar var, yakıcı bir ateş var,

— Hasan Basri Çantay

وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا ﴿١٣

boğazda tıkanıb kalan bir yiyecek var. (Bunlardan başka da) elem verici bir azâb var,

— Hasan Basri Çantay

يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلْأَرْضُ وَٱلْجِبَالُ وَكَانَتِ ٱلْجِبَالُ كَثِيبًا مَّهِيلًا ﴿١٤

o günde ki yer (ler), dağlar (zelzeleyle) sarsılır. Dağlar akıb dağılan bir kum yığınına döner.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR