بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِشِمَالِهِۦ فَيَقُولُ يَٰلَيْتَنِى لَمْ أُوتَ كِتَٰبِيَهْ ٢٥

Kitabı sol eline verilmiş olan kişiye gelince, o da der ki, «Ah keşki benim kitabım verilmeseydi».

– Hasan Basri Çantay

وَلَمْ أَدْرِ مَا حِسَابِيَهْ ٢٦

«Hisâbımın da ne olduğunu bilmeseydim».

– Hasan Basri Çantay

يَٰلَيْتَهَا كَانَتِ ٱلْقَاضِيَةَ ٢٧

«Ah keşki o (ölüm, hayâtıma) kat'î bir son verici olsaydı».

– Hasan Basri Çantay

مَآ أَغْنَىٰ عَنِّى مَالِيَهْۜ ٢٨

«Malım bana bir fâide vermedi».

– Hasan Basri Çantay

هَلَكَ عَنِّى سُلْطَٰنِيَهْ ٢٩

«(Bütün) saltanatım benden ayrılıb mahvoldu».

– Hasan Basri Çantay

خُذُوهُ فَغُلُّوهُ ٣٠

(Allah buyurur:) «Tutun onu da (ellerini, boynunu) bağlayın».

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ ٱلْجَحِيمَ صَلُّوهُ ٣١

«Sonra onu o alevli ateşe atın».

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ فِى سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَٱسْلُكُوهُ ٣٢

«(Bundan) sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde, oraya sokun».

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ ٱلْعَظِيمِ ٣٣

«Çünkü o, O büyük Allaha inanmazdı».

– Hasan Basri Çantay

وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلْمِسْكِينِ ٣٤

«(kendisi) yoksula yemek (yedirmek şöyle dursun, başkalarını da) vermiye teşvıyk etmezdi»,

– Hasan Basri Çantay

فَلَيْسَ لَهُ ٱلْيَوْمَ هَٰهُنَا حَمِيمٌ ٣٥

«Onun için bugün burada kendisine (acıyacak) hiçbir yakın (ve dost) yokdur».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu