بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ ﴿٢

Olmaz vakasına yalan diyen dil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

خَافِضَةٌ رَّافِعَةٌ ﴿٣

İndirir bindirir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِذَا رُجَّتِ ٱلْأَرْضُ رَجًّا ﴿٤

Yer bir sarsılış sarsıldığı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَبُسَّتِ ٱلْجِبَالُ بَسًّا ﴿٥

Dağlar bir serpiliş serpildiği.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَكَانَتْ هَبَآءً مُّنۢبَثًّا ﴿٦

Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَكُنتُمْ أَزْوَٰجًا ثَلَٰثَةً ﴿٧

Siz de üç sınıf olduğunuz zaman.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ ﴿٨

Ki sağda "Ashabı meymene": Ne "Ashabı-meymene!".

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَصْحَٰبُ ٱلْمَشْـَٔمَةِ مَآ أَصْحَٰبُ ٱلْمَشْـَٔمَةِ ﴿٩

Solda "Ashabı meş'eme": Ne "Ashabı -meş'eme!".

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلسَّٰبِقُونَ ٱلسَّٰبِقُونَ ﴿١٠

İlerde sabikun, İşte o sabikun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلْمُقَرَّبُونَ ﴿١١

Onlar Allah’a yakındırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فِى جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ﴿١٢

Onlar naim cennetlerindedirler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR