بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

صٓۚ وَٱلْقُرْءَانِ ذِى ٱلذِّكْرِ ١

Sad. Zikr dolu Kur'an'a yemin olsun.

– İbni Kesir

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِى عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ ٢

Hayır, o küfredenler boş bir gurur ve bir parçalanma içindedirler.

– İbni Kesir

كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ فَنَادَواْ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٍ ٣

Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik de onlar, çığlıklar kopardılar. Halbuki kurtulmak vakti değildi.

– İbni Kesir

وَعَجِبُوٓاْ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٌ مِّنْهُمْۖ وَقَالَ ٱلْكَٰفِرُونَ هَٰذَا سَٰحِرٌ كَذَّابٌ ٤

Küfredenler içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırmışlardı da demişlerdi ki: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır.

– İbni Kesir

أَجَعَلَ ٱلْءَالِهَةَ إِلَٰهًا وَٰحِدًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَىْءٌ عُجَابٌ ٥

Tanrıları bir tek tanrı mı kıldı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey.

– İbni Kesir

وَٱنطَلَقَ ٱلْمَلَأُ مِنْهُمْ أَنِ ٱمْشُواْ وَٱصْبِرُواْ عَلَىٰٓ ءَالِهَتِكُمْۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَىْءٌ يُرَادُ ٦

Onların elebaşlarından bir grup; yürüyün ve tanrılarınız üzerinde direnin. Şüphesiz ki bu; sizden istenen bir şeydir, diyerek çıkıp gittiler.

– İbni Kesir

مَا سَمِعْنَا بِهَٰذَا فِى ٱلْمِلَّةِ ٱلْءَاخِرَةِ إِنْ هَٰذَآ إِلَّا ٱخْتِلَٰقٌ ٧

Biz, bunu diğer dinde de işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.

– İbni Kesir

أَءُنزِلَ عَلَيْهِ ٱلذِّكْرُ مِنۢ بَيْنِنَاۚ بَلْ هُمْ فِى شَكٍّ مِّن ذِكْرِىۖ بَل لَّمَّا يَذُوقُواْ عَذَابِ ٨

Aramızdan zikir ona mı indirilmiştir? Hayır, onlar zikrimden şüphededirler. Hayır, onlar henüz azabımı tatmamışlardı.

– İbni Kesir

أَمْ عِندَهُمْ خَزَآئِنُ رَحْمَةِ رَبِّكَ ٱلْعَزِيزِ ٱلْوَهَّابِ ٩

Yoksa O Aziz, Vehhab Rabbının rahmet hazineleri onların yanında mıdır?

– İbni Kesir

أَمْ لَهُم مُّلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۖ فَلْيَرْتَقُواْ فِى ٱلْأَسْبَٰبِ ١٠

Yahut göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların mülkü onların mıdır? Öyleyse sebeblere tevessül etsinler de yükselsinler bakalım.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu