بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَهُمْ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمْ يُهْرَعُونَ ٧٠

Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ أَكْثَرُ ٱلْأَوَّلِينَ ٧١

Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا فِيهِم مُّنذِرِينَ ٧٢

Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.

– Diyanet İşleri

فَٱنظُرْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُنذَرِينَ ٧٣

Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu!

– Diyanet İşleri

إِلَّا عِبَادَ ٱللَّهِ ٱلْمُخْلَصِينَ ٧٤

Ancak Allah’ın ihlâslı kulları başka.

– Diyanet İşleri

وَلَقَدْ نَادَىٰنَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ ٱلْمُجِيبُونَ ٧٥

Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!

– Diyanet İşleri

وَنَجَّيْنَٰهُ وَأَهْلَهُۥ مِنَ ٱلْكَرْبِ ٱلْعَظِيمِ ٧٦

Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

– Diyanet İşleri

وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلْبَاقِينَ ٧٧

Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık.

– Diyanet İşleri

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِى ٱلْءَاخِرِينَ ٧٨

Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.

– Diyanet İşleri

سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٍ فِى ٱلْعَٰلَمِينَ ٧٩

Âlemler içinde Nûh’a selâm olsun!

– Diyanet İşleri

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ٨٠

İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu