بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قَالُواْ يَٰوَيْلَنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ ﴿١٤

Vay bizlere: bizler cidden zalimler idik dediler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَمَا زَالَت تِّلْكَ دَعْوَىٰهُمْ حَتَّىٰ جَعَلْنَٰهُمْ حَصِيدًا خَٰمِدِينَ ﴿١٥

Artık bütün davaları bu oldu kaldı, nihayet onları öyle yapdık ki biçildiler, söndüler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَا خَلَقْنَا ٱلسَّمَآءَ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا لَٰعِبِينَ ﴿١٦

Biz o göğü ve yeri oyunculuk etmek üzere yaratmadık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَوْ أَرَدْنَآ أَن نَّتَّخِذَ لَهْوًا لَّٱتَّخَذْنَٰهُ مِن لَّدُنَّآ إِن كُنَّا فَٰعِلِينَ ﴿١٧

Eğer bir eğlence ittihaz etmiş olsa idik onu kendi ledünnümüzden ittihaz ederdik, yapacak olsa idik öyle yapardık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

بَلْ نَقْذِفُ بِٱلْحَقِّ عَلَى ٱلْبَٰطِلِ فَيَدْمَغُهُۥ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌۚ وَلَكُمُ ٱلْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَ ﴿١٨

Hayır biz Hakk’ı bâtılın tepesine fırlatırız da beynini parçalar, bir de bakarsın o anda mahvolmuştur, vay sizlere de o ettiğiniz vasıflardan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَهُۥ مَن فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۚ وَمَنْ عِندَهُۥ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِۦ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ ﴿١٩

Halbuki göklerde yerde kim varsa onundur, ve onun huzurundakiler ona ibâdetten ne çekinirler ne de yorgunluk duyarlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يُسَبِّحُونَ ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ لَا يَفْتُرُونَ ﴿٢٠

Gece gündüz ona tesbih ederler, fütur getirmezler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَمِ ٱتَّخَذُوٓاْ ءَالِهَةً مِّنَ ٱلْأَرْضِ هُمْ يُنشِرُونَ ﴿٢١

Yoksa bir takım ilâhlar edindiler de arzdan neşri onlar mı yapacaklar? Yerde gökte Allah’tan başka ilâhlar olsa idi ikisi de fâsid olmuş gitmişti, Rabbin o Arş’ın Rabb’i Allah münezzeh sübhandır onların isnad ettikleri vasıflardan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَوْ كَانَ فِيهِمَآ ءَالِهَةٌ إِلَّا ٱللَّهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَٰنَ ٱللَّهِ رَبِّ ٱلْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ ﴿٢٢

Yoksa bir takım ilâhlar edindiler de arzdan neşri onlar mı yapacaklar? Yerde gökte Allah’tan başka ilâhlar olsa idi ikisi de fâsid olmuş gitmişti, Rabbin o Arş’ın Rabb’i Allah münezzeh sübhandır onların isnad ettikleri vasıflardan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَا يُسْـَٔلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يُسْـَٔلُونَ ﴿٢٣

O yaptığından mesul olmaz onlar ise mes'uldürler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَمِ ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةًۖ قُلْ هَاتُواْ بُرْهَٰنَكُمْۖ هَٰذَا ذِكْرُ مَن مَّعِىَ وَذِكْرُ مَن قَبْلِىۗ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ٱلْحَقَّۖ فَهُم مُّعْرِضُونَ ﴿٢٤

Yoksa ondan başka ilâhlar mı edindiler? De ki: haydi getirin bürhnınızı, işte benimle beraber olanların zikri ve benden evvelkilerin zikri, fakat çokları Hakk’ı bilmezler de onun için ı'raz ederler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR