بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلسَّقۡفِ ٱلۡمَرۡفُوعِ ٥

(4-7) Ve Beyt-i Mâmur'a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلۡبَحۡرِ ٱلۡمَسۡجُورِ ٦

(4-7) Ve Beyt-i Mâmur'a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٞ ٧

(4-7) Ve Beyt-i Mâmur'a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٖ ٨

(8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَوۡمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوۡرٗا ٩

(8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتَسِيرُ ٱلۡجِبَالُ سَيۡرٗا ١٠

(10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَوَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١١

(10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي خَوۡضٖ يَلۡعَبُونَ ١٢

O kimseler ki, onlar bir bataklıkta oynarlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَوۡمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا ١٣

Bir gün ki, cehennem ateşine şiddetli bir surette atılıp defedilirler.

– Ömer Nasuhi Bilmen

هَٰذِهِ ٱلنَّارُ ٱلَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ ١٤

Bu, o ateştir ki, siz bunu talep eder olmuştunuz. (denilir).

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَسِحۡرٌ هَٰذَآ أَمۡ أَنتُمۡ لَا تُبۡصِرُونَ ١٥

Bu da mı bir sihir, yoksa siz mi görmüyorsunuz?

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00