بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلذَّٰرِيَٰتِ ذَرۡوٗا ١

Savurup dağıtan rüzgarlara andolsun ki,

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَٱلۡحَٰمِلَٰتِ وِقۡرٗا ٢

Sonra yağmurları yüklenen bulutlara andolsun ki,

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَٱلۡجَٰرِيَٰتِ يُسۡرٗا ٣

Sonra kolaylıkla akıp gidenlere andolsun ki,

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَٱلۡمُقَسِّمَٰتِ أَمۡرًا ٤

Sonra (hangi) bir emri taksim eden (melek)lere andolsun ki,

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٞ ٥

Size vaadolunan, şüphe yok ki, elbette doğrudur.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٞ ٦

Ve muhakkak ki, ceza da herhalde vâkîdir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡحُبُكِ ٧

(7-8) Muhtelif yolları hâvi olan gök hakkı için. Şüphe yok ki, siz muhtelif bir söz içinde bulunmaktasınız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّكُمۡ لَفِي قَوۡلٖ مُّخۡتَلِفٖ ٨

(7-8) Muhtelif yolları hâvi olan gök hakkı için. Şüphe yok ki, siz muhtelif bir söz içinde bulunmaktasınız.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يُؤۡفَكُ عَنۡهُ مَنۡ أُفِكَ ٩

(9-10) Ondan döndürülen kimse, döndürülür. O (muhtelif sözlü) yalancılar kahrolsunlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

قُتِلَ ٱلۡخَرَّٰصُونَ ١٠

(9-10) Ondan döndürülen kimse, döndürülür. O (muhtelif sözlü) yalancılar kahrolsunlar.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00