بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

لِمِثۡلِ هَٰذَا فَلۡيَعۡمَلِ ٱلۡعَٰمِلُونَ ٦١

Böyle bir murat için çalışsın çalışan erler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

أَذَٰلِكَ خَيۡرٞ نُّزُلًا أَمۡ شَجَرَةُ ٱلزَّقُّومِ ٦٢

Nasıl, konmak için bu mu hayırlı yoksa o zakkum ağacı mı?

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّا جَعَلۡنَٰهَا فِتۡنَةٗ لِّلظَّٰلِمِينَ ٦٣

Biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّهَا شَجَرَةٞ تَخۡرُجُ فِيٓ أَصۡلِ ٱلۡجَحِيمِ ٦٤

O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

طَلۡعُهَا كَأَنَّهُۥ رُءُوسُ ٱلشَّيَٰطِينِ ٦٥

Tomurcukları şeytanların başları gibidir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَإِنَّهُمۡ لَأٓكِلُونَ مِنۡهَا فَمَالِـُٔونَ مِنۡهَا ٱلۡبُطُونَ ٦٦

Mutlaka onlar ondan yiyeceklerdir; yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ثُمَّ إِنَّ لَهُمۡ عَلَيۡهَا لَشَوۡبٗا مِّنۡ حَمِيمٖ ٦٧

Sonra onların üzerine kaynar sudan bir haşlamaları vardır.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

ثُمَّ إِنَّ مَرۡجِعَهُمۡ لَإِلَى ٱلۡجَحِيمِ ٦٨

Sonra da dönüşleri şüphesiz cehennemedir.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّهُمۡ أَلۡفَوۡاْ ءَابَآءَهُمۡ ضَآلِّينَ ٦٩

Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

فَهُمۡ عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِمۡ يُهۡرَعُونَ ٧٠

Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَلَقَدۡ ضَلَّ قَبۡلَهُمۡ أَكۡثَرُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٧١

Gerçekten onlardan önce eskilerin çoğu sapıklıkta idiler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00