بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡقُرۡءَانِ ٱلۡحَكِيمِ ٢

Hikmetli Ku'ran'ın hakkı için!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّكَ لَمِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ٣

Emin ol ki sen, o elçilikle gönderilen peygamberlerdensin!

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ ٤

Bir dosdoğru yol üzerindesin.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

تَنزِيلَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ٥

Güçlü ve çok merhametli Allah'ın peyderpey indirdiği vahyi ile.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لِتُنذِرَ قَوۡمٗا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمۡ فَهُمۡ غَٰفِلُونَ ٦

Babaları uyarılmamış olup gaflet içinde olan bir topluluğu uyarasın (vehameti haber veresin) diye.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

لَقَدۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ عَلَىٰٓ أَكۡثَرِهِمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ٧

Andolsun ki, pek çoklarına karşı söz hak olmuştur da artık onlar imana gelmezler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

إِنَّا جَعَلۡنَا فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ أَغۡلَٰلٗا فَهِيَ إِلَى ٱلۡأَذۡقَانِ فَهُم مُّقۡمَحُونَ ٨

Çünkü Biz, onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz de onlar, çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَجَعَلۡنَا مِنۢ بَيۡنِ أَيۡدِيهِمۡ سَدّٗا وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ سَدّٗا فَأَغۡشَيۡنَٰهُمۡ فَهُمۡ لَا يُبۡصِرُونَ ٩

Hem önlerinden bir set, hem arkalarından bir set çekmişiz ve kendilerini sarmışızdır; artık baksalar da görmezler.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

وَسَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ ءَأَنذَرۡتَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تُنذِرۡهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ ١٠

Onları uyarsan da uyarmasan da farketmez, inanmazlar.

– Elmalılı (Sadeleştirilmiş)

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00