بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنۡ هُوَ إِلَّا وَحۡيٞ يُوحَىٰ ٤

(4-5) O başka değil, ancak bir vahiydir, vahyolunuverir. Onu kuvvetleri pek şiddetli olan öğretmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلۡقُوَىٰ ٥

(4-5) O başka değil, ancak bir vahiydir, vahyolunuverir. Onu kuvvetleri pek şiddetli olan öğretmiştir.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ذُو مِرَّةٖ فَٱسۡتَوَىٰ ٦

(6-7) Bir kuvvet sahibi ki, hemen dosdoğru göründü. Ve o, en yüksek bir sema kıyısında idi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَهُوَ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡأَعۡلَىٰ ٧

(6-7) Bir kuvvet sahibi ki, hemen dosdoğru göründü. Ve o, en yüksek bir sema kıyısında idi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ ٨

(8-9) Sonra yaklaştı da aşağıya iniverdi. Derken iki yay kadar veya daha yakın oluverdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ ٩

(8-9) Sonra yaklaştı da aşağıya iniverdi. Derken iki yay kadar veya daha yakın oluverdi.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ ١٠

Hemen (Allah Teâlâ'nın) kuluna vahyettiğini vahyetti.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ ١١

(11-12) Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. Onun gördüğüne karşı onunla şimdi mücadelede mi bulunacaksınız?

– Ömer Nasuhi Bilmen

أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ ١٢

(11-12) Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. Onun gördüğüne karşı onunla şimdi mücadelede mi bulunacaksınız?

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ ١٣

Andolsun ki, O'nu (Cibril'i) diğer bir inişinde de gördü.

– Ömer Nasuhi Bilmen

عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ ١٤

(14-15) Sidretü'l Müntehâ'nın yanında. Onun yanında ise Cennetü'l Me'vâ bulunmaktadır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00