بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلطُّورِ ١

(1-3) Kasem olsun Tûr'a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَكِتَٰبٖ مَّسۡطُورٖ ٢

(1-3) Kasem olsun Tûr'a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride.

– Ömer Nasuhi Bilmen

فِي رَقّٖ مَّنشُورٖ ٣

(1-3) Kasem olsun Tûr'a. Ve yazılmış bir kitaba. Yayılmış bir ince deride.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلۡبَيۡتِ ٱلۡمَعۡمُورِ ٤

(4-7) Ve Beyt-i Mâmur'a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلسَّقۡفِ ٱلۡمَرۡفُوعِ ٥

(4-7) Ve Beyt-i Mâmur'a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَٱلۡبَحۡرِ ٱلۡمَسۡجُورِ ٦

(4-7) Ve Beyt-i Mâmur'a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٞ ٧

(4-7) Ve Beyt-i Mâmur'a. Ve yükseltilmiş tavana. Ve dolmuş denize kasem olsun ki, şüphe yok, Rabbinin azabı elbette vaki olacaktır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٖ ٨

(8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

يَوۡمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوۡرٗا ٩

(8-9) Onun için bir defedici yoktur. O günde ki, gök bir çalkanışla çalkalanır.

– Ömer Nasuhi Bilmen

وَتَسِيرُ ٱلۡجِبَالُ سَيۡرٗا ١٠

(10-11) Ve dağlar bir yürüyüş ile yürüyüverir. Artık o gün vay tekzîp edenler için.

– Ömer Nasuhi Bilmen

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu


00:00
00:00