054 surah

بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱقۡتَرَبَتِ ٱلسَّاعَةُ وَٱنشَقَّ ٱلۡقَمَرُ ١

Yaklaştı Sâ‘at, yarıldı Kamer.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِن يَرَوۡاْ ءَايَةٗ يُعۡرِضُواْ وَيَقُولُواْ سِحۡرٞ مُّسۡتَمِرّٞ ٢

Hâlâ bir âyet görseler yüz çevirip de derler: “Müstemir bir sihir”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَذَّبُواْ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَهۡوَآءَهُمۡۚ وَكُلُّ أَمۡرٖ مُّسۡتَقِرّٞ ٣

“Yalan” dediler, hevâlarına uydular, hâlbuki her emir müstekır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّنَ ٱلۡأَنۢبَآءِ مَا فِيهِ مُزۡدَجَرٌ ٤

Celâlim hakkı için onlara kıssalardan öyleleri de geldi ki onlarda zecredecek haberler var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

حِكۡمَةُۢ بَٰلِغَةٞۖ فَمَا تُغۡنِ ٱلنُّذُرُ ٥

Bir hikmet-i bâliğa, fakat inzarlar fâide vermiyor.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡۘ يَوۡمَ يَدۡعُ ٱلدَّاعِ إِلَىٰ شَيۡءٖ نُّكُرٍ ٦

Sen de onlardan yüz çevir, o gün ki çağırıcı görülmedik müdhiş bir şeye çağırır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

خُشَّعًا أَبۡصَٰرُهُمۡ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ كَأَنَّهُمۡ جَرَادٞ مُّنتَشِرٞ ٧

Gözleri düşkün düşkün kabirlerden çıkarlar, sanki çıvgın çekirgeler gibi

– Elmalılı Hamdi Yazır

مُّهۡطِعِينَ إِلَى ٱلدَّاعِۖ يَقُولُ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا يَوۡمٌ عَسِرٞ ٨

çağırana koşarak, derler ki kâfirler: “Bu pek zorlu bir gündür”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

۞ كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ فَكَذَّبُواْ عَبۡدَنَا وَقَالُواْ مَجۡنُونٞ وَٱزۡدُجِرَ ٩

Onlardan evvel Nûh kavmi tekzib etti, “yalancı” dediler o kulumuza, “mecnun” dediler, çok incittiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَغۡلُوبٞ فَٱنتَصِرۡ ١٠

O da nihâyet Rabbine dua etti; “ben” dedi, “mağlûbum, hemen nusretini ver”.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu

Yazı Boyutu