بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَىٰ ﴿١٢

Her halde doğruyu göstermek bize.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki, Bizim üzerimizedir hidayet.

— İbni Kesir

Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.

— Diyanet İşleri

Şübhesiz bize âid olan, her halde doğru yol (u göstermekdir).

— Hasan Basri Çantay

Doğru yola iletmek bize aittir.

— Seyyid Kutub

وَإِنَّ لَنَا لَلْءَاخِرَةَ وَٱلْأُولَىٰ ﴿١٣

Ve her halde sonu da bizim önü de (Âhiret de Dünyada).

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve hiç şüphesiz ahiret de, dünya da Bizimdir.

— İbni Kesir

Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.

— Diyanet İşleri

Elbet âhiret de, dünyâ da bizimdir.

— Hasan Basri Çantay

Şüphesiz ahiret de dünya da bize aittir.

— Seyyid Kutub

فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّىٰ ﴿١٤

Ben size bir ateş haber verdim ki köpürdükçe köpürür.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sizi alevler saçan ateşle uyardım.

— İbni Kesir

Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım.

— Diyanet İşleri

İşte ben size alevlendikce alevlenen bir ateş (in tehlikesin) i haber verdim.

— Hasan Basri Çantay

Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım.

— Seyyid Kutub

لَا يَصْلَىٰهَآ إِلَّا ٱلْأَشْقَى ﴿١٥

Ona ancak en şakî olan yaslanır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Oraya ancak en azgın olan girer.

— İbni Kesir

(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.

— Diyanet İşleri

Ki ona en bedbaht olandan başkası girmez.

— Hasan Basri Çantay

Ona ancak bedbaht kimse girer.

— Seyyid Kutub

ٱلَّذِى كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ ﴿١٦

O, ki tekzib etmiş ve tersine gitmiştir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yalanlayıp yüz çevirmiş olan,

— İbni Kesir

(15-16) O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.

— Diyanet İşleri

(öyle bedbaht ki) o, hakkı yalanlamış, (îmandan) yüz çevirmişdir.

— Hasan Basri Çantay

O ki yalanladı ve döndü.

— Seyyid Kutub

وَسَيُجَنَّبُهَا ٱلْأَتْقَى ﴿١٧

O en müttakî olan ise ondan uzaklaştıkca uzaklaşdırılacaktır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

En çok sakınan ise; ondan uzak tutulur.

— İbni Kesir

(17-18) Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.

— Diyanet İşleri

(17-18) Halbuki çok sakınan, malını (Allah nezdinde sırf) temizlenmek için veren ondan uzaklaşdırılacakdır.

— Hasan Basri Çantay

En çok korkan ondan uzak tutulur.

— Seyyid Kutub

ٱلَّذِى يُؤْتِى مَالَهُۥ يَتَزَكَّىٰ ﴿١٨

O, ki malını verir, tezekkî eder.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ki o, malını temizlemek için verir.

— İbni Kesir

(17-18) Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah’a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.

— Diyanet İşleri

(17-18) Halbuki çok sakınan, malını (Allah nezdinde sırf) temizlenmek için veren ondan uzaklaşdırılacakdır.

— Hasan Basri Çantay

O ki malını Allah rızası için vererek arınır, yücelir.

— Seyyid Kutub

وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُۥ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَىٰٓ ﴿١٩

Ve onda hiç kimsenin mükâfat edilecek bir nimeti yoktur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

O'nun nezdinde, bir kimsenin karşılık olarak verilecek hiç bir nimeti yoktur.

— İbni Kesir

(19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).

— Diyanet İşleri

Onun nezdinde bir kimsenin (Allah tarafından) mükâfat edilecek — hiçbir ni'met (ve minnet) i yokdur,

— Hasan Basri Çantay

O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için yapmaz.

— Seyyid Kutub

إِلَّا ٱبْتِغَآءَ وَجْهِ رَبِّهِ ٱلْأَعْلَىٰ ﴿٢٠

Ancak Rabbi âlâsının rızasını aramak için verir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ancak yüce Rabbının hoşnudluğunu gözetmek içindir.

— İbni Kesir

(19-20) O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).

— Diyanet İşleri

O, (bunu) sırf O çok yüce Rabbinin rızaasını aramak (için yapmışdır).

— Hasan Basri Çantay

Ancak yüce Rabbinin hoşnutluğunu gözeterek yapar.

— Seyyid Kutub

وَلَسَوْفَ يَرْضَىٰ ﴿٢١

Ve elbette o rızaya erecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Elbette kendisi de hoşnud olacaktır.

— İbni Kesir

Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.

— Diyanet İşleri

Her halde kendisi de ileride hoşnuud olacakdır.

— Hasan Basri Çantay

Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.

— Seyyid Kutub

AYARLAR