بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَا تَحَٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ ١٨

Ve bir birinizi miskîni itame teşvik eylemiyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksulu yedirmek için birbirinizi teşvik etmezsiniz.

– İbni Kesir

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Yoksula yedirmek için birbirinizi kandırmazsınız.

– Hasan Basri Çantay

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi özendirmiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَتَأۡكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكۡلٗا لَّمّٗا ١٩

Halbuki mîrası öyle bir yiyiş yiyorsunuzki dermecesine.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Mirası hak gözetmeden yersiniz.

– İbni Kesir

Haram helâl demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Mirası halâl, haaram demeyib alabildiğinize yersiniz.

– Hasan Basri Çantay

Size kalan mirası hak gözetmeden yiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَتُحِبُّونَ ٱلۡمَالَ حُبّٗا جَمّٗا ٢٠

Ve malı öyle bir seviş seviyorsunuzki yığmacasına.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Malı da pek çok seversiniz.

– İbni Kesir

Malı da pek çok seviyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Malı pek çok seversiniz.

– Hasan Basri Çantay

Malı pek çok seviyorsunuz.

– Seyyid Kutub

كـَلَّآۖ إِذَا دُكَّتِ ٱلۡأَرۡضُ دَكّٗا دَكّٗا ٢١

Hayır hayır, arz "dekken dekkâ" düzlendiği.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama yer; parça parça dağıtıldığında.

– İbni Kesir

Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,

– Diyanet İşleri

Hakkaa ki yer (zelzeleyle) parça parça dağıtıldığı zaman,

– Hasan Basri Çantay

Hayır, yer çarpılıp paralandığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلۡمَلَكُ صَفّٗا صَفّٗا ٢٢

Ve Rabbi’nin emri gelip melek "saffen saffâ" dizildiği vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Melekler sıra sıra dizilip Rabbının buyruğu geldiğinde.

– İbni Kesir

(22-23) Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

– Diyanet İşleri

Rabbin (in emri) geldiği, melekler de saf saf (indiği zaman),

– Hasan Basri Çantay

Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,

– Seyyid Kutub

وَجِاْيٓءَ يَوۡمَئِذِۭ بِجَهَنَّمَۚ يَوۡمَئِذٖ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكۡرَىٰ ٢٣

Ki cehennem de o gün getirilmiştir, o insan o gün anlar, fakat o anlamadan ona ne fâide?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Cehennem o gün getirilir. İnsan o gün, hatırlayacak ama hatırlamadan ona ne?

– İbni Kesir

(22-23) Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

– Diyanet İşleri

ki o gün cehennem de getirilmişdir, insan o gün (herşey'i) hatırlayacak. Fakat hatırlamadan ona ne (fâide)?

– Hasan Basri Çantay

Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar, ancak artık anlamanın kendisine ne faydası var?

– Seyyid Kutub

يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي قَدَّمۡتُ لِحَيَاتِي ٢٤

Ah der; n eolurdu ben önce hayatım için (sağlığımda hayırlar) takdim etmiş olsa idim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım, der.

– İbni Kesir

“Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım” der.

– Diyanet İşleri

«Ah, diyecek, keski hayâtım için önden (saalih ameller) yapsaydım».

– Hasan Basri Çantay

O zaman insan, 'Ah keşke ben bu hayatım için önceden iyi işler yapıp gönderseydim' der.

– Seyyid Kutub

فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٞ ٢٥

Artık o gün onun ettiği azâbı kimse edemez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün O'nun azabı gibi hiç bir kimse azab edemez.

– İbni Kesir

Artık o gün, Allah’ın edeceği azabı kimse edemez.

– Diyanet İşleri

Artık o gün (Allahın) azâbı gibi hiçbir kimse azâb yapamaz,

– Hasan Basri Çantay

O gün O'nun yapacağı azabı kimse yapamaz.

– Seyyid Kutub

وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٞ ٢٦

Ve onun vurduğu bağı kimse vuramaz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O'nun vurduğu bağı kimse vuramaz.

– İbni Kesir

Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.

– Diyanet İşleri

Onun vurduğu bağ gibi de kimse bağ vuramaz.

– Hasan Basri Çantay

O'nun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.

– Seyyid Kutub

يَٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفۡسُ ٱلۡمُطۡمَئِنَّةُ ٢٧

Ey o Rabb’ine muti olan nefsi mutmeinne.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ey huzur içinde olan can.

– İbni Kesir

(Allah, şöyle der:) “Ey huzur içinde olan nefis!”

– Diyanet İşleri

Ey itmi'nâne ermiş ruuh,

– Hasan Basri Çantay

Ey huzura eren nefis!

– Seyyid Kutub

ٱرۡجِعِيٓ إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةٗ مَّرۡضِيَّةٗ ٢٨

Sen dön o Rabb’ine hem râdiye olarak hem merdıyye de.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dön Rabbına. Sen O'ndan hoşnud, O da senden razı olarak.

– İbni Kesir

“Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!”

– Diyanet İşleri

dön Rabbine, sen Ondan raazî, O senden raazî olarak.

– Hasan Basri Çantay

Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu