بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلۡمِرۡصَادِ ١٤

Şüphesizki Rabbin öyle mırsad ile gözetmektedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu Rabbın hep gözetlemekteydi.

– İbni Kesir

Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir.

– Diyanet İşleri

Çünkü Rabbin şübhesiz ki rasad yerindedir.

– Hasan Basri Çantay

Çünkü Rabbin her an gözetlemektedir.

– Seyyid Kutub

فَأَمَّا ٱلۡإِنسَٰنُ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكۡرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَكۡرَمَنِ ١٥

Amma insan, her ne zaman Rabb’i onu imtihan edip de ona ikram eyler, ona nimetler verirse, o vakit Rabbim bana ikram etti der.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama insan; Rabbı kendisini deneyip kerem eder ve nimet verirse: Rabbım beni şerefli kıldı, der.

– İbni Kesir

İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine ikramda bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, “Rabbim bana ikram etti” der.

– Diyanet İşleri

Amma insan, ne zaman Rabbi onu imtihaan edib de kendisine (lütf-ü) kerem (iyle muaamele) eder, ona ni'metler verirse «Rabbim beni şerefli kıldı» der!

– Hasan Basri Çantay

Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman o: «Rabbim beni şerefli kıldı» der.

– Seyyid Kutub

وَأَمَّآ إِذَا مَا ٱبۡتَلَىٰهُ فَقَدَرَ عَلَيۡهِ رِزۡقَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّيٓ أَهَٰنَنِ ١٦

Amma her nezaman da imtihan edip rızkını daraltırsa o vakit de Rabbim bana ihanet etti der.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama onu denemek üzere rızkını daraltırsa: Rabbım beni fakir düşürdü, der.

– İbni Kesir

Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, “Rabbim beni aşağıladı” der.

– Diyanet İşleri

Fakat ne vakit da onu deneyerek üzerine rızkını daraltırsa şimdi de« Rabbim bana ihanet etdi» der!

– Hasan Basri Çantay

Fakat onu sınamak için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: «Rabbim bana hor baktı» der.

– Seyyid Kutub

كـَلَّاۖ بَل لَّا تُكۡرِمُونَ ٱلۡيَتِيمَ ١٧

Hayır hayır doğrusu siz yetîme ikram etmiyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Hayır; doğrusu siz, yetime ikram etmezsiniz.

– İbni Kesir

Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Hayır. Siz bil'akis yetime iyilik etmezsiniz.

– Hasan Basri Çantay

Hayır yetime karşı cömert davranmıyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَلَا تَحَٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ ١٨

Ve bir birinizi miskîni itame teşvik eylemiyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksulu yedirmek için birbirinizi teşvik etmezsiniz.

– İbni Kesir

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Yoksula yedirmek için birbirinizi kandırmazsınız.

– Hasan Basri Çantay

Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi özendirmiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَتَأۡكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكۡلٗا لَّمّٗا ١٩

Halbuki mîrası öyle bir yiyiş yiyorsunuzki dermecesine.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Mirası hak gözetmeden yersiniz.

– İbni Kesir

Haram helâl demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Mirası halâl, haaram demeyib alabildiğinize yersiniz.

– Hasan Basri Çantay

Size kalan mirası hak gözetmeden yiyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَتُحِبُّونَ ٱلۡمَالَ حُبّٗا جَمّٗا ٢٠

Ve malı öyle bir seviş seviyorsunuzki yığmacasına.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Malı da pek çok seversiniz.

– İbni Kesir

Malı da pek çok seviyorsunuz.

– Diyanet İşleri

Malı pek çok seversiniz.

– Hasan Basri Çantay

Malı pek çok seviyorsunuz.

– Seyyid Kutub

كـَلَّآۖ إِذَا دُكَّتِ ٱلۡأَرۡضُ دَكّٗا دَكّٗا ٢١

Hayır hayır, arz "dekken dekkâ" düzlendiği.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Ama yer; parça parça dağıtıldığında.

– İbni Kesir

Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,

– Diyanet İşleri

Hakkaa ki yer (zelzeleyle) parça parça dağıtıldığı zaman,

– Hasan Basri Çantay

Hayır, yer çarpılıp paralandığı zaman,

– Seyyid Kutub

وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلۡمَلَكُ صَفّٗا صَفّٗا ٢٢

Ve Rabbi’nin emri gelip melek "saffen saffâ" dizildiği vakit.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Melekler sıra sıra dizilip Rabbının buyruğu geldiğinde.

– İbni Kesir

(22-23) Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

– Diyanet İşleri

Rabbin (in emri) geldiği, melekler de saf saf (indiği zaman),

– Hasan Basri Çantay

Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,

– Seyyid Kutub

وَجِاْيٓءَ يَوۡمَئِذِۭ بِجَهَنَّمَۚ يَوۡمَئِذٖ يَتَذَكَّرُ ٱلۡإِنسَٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكۡرَىٰ ٢٣

Ki cehennem de o gün getirilmiştir, o insan o gün anlar, fakat o anlamadan ona ne fâide?

– Elmalılı Hamdi Yazır

Cehennem o gün getirilir. İnsan o gün, hatırlayacak ama hatırlamadan ona ne?

– İbni Kesir

(22-23) Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

– Diyanet İşleri

ki o gün cehennem de getirilmişdir, insan o gün (herşey'i) hatırlayacak. Fakat hatırlamadan ona ne (fâide)?

– Hasan Basri Çantay

Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar, ancak artık anlamanın kendisine ne faydası var?

– Seyyid Kutub

يَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي قَدَّمۡتُ لِحَيَاتِي ٢٤

Ah der; n eolurdu ben önce hayatım için (sağlığımda hayırlar) takdim etmiş olsa idim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım, der.

– İbni Kesir

“Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım” der.

– Diyanet İşleri

«Ah, diyecek, keski hayâtım için önden (saalih ameller) yapsaydım».

– Hasan Basri Çantay

O zaman insan, 'Ah keşke ben bu hayatım için önceden iyi işler yapıp gönderseydim' der.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu