بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ ﴿٨

Ve seni kolay olana muvaffak edeceğiz.

— İbni Kesir

فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ ﴿٩

O halde öğüt fayda verecekse, öğüt ver.

— İbni Kesir

سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ ﴿١٠

Korkacak olan öğüt alacaktır.

— İbni Kesir

وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى ﴿١١

Bedbaht olan ise ondan kaçınır.

— İbni Kesir

ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿١٢

Ki o, en büyük ateşe girecek olandır.

— İbni Kesir

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ﴿١٣

O, orada ne ölecek, ne de dirilecektir.

— İbni Kesir

قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ ﴿١٤

Doğrusu arınan, felah bulmuştur.

— İbni Kesir

وَذَكَرَ ٱسْمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ ﴿١٥

Rabbının adını anıp namaz kılan.

— İbni Kesir

بَلْ تُؤْثِرُونَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا ﴿١٦

Fakat siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

— İbni Kesir

وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰٓ ﴿١٧

Halbuki ahiret, daha hayırlı ve daha bakidir.

— İbni Kesir

إِنَّ هَٰذَا لَفِى ٱلصُّحُفِ ٱلْأُولَىٰ ﴿١٨

Şüphesiz ki bu, ilk sahifelerdedir.

— İbni Kesir

AYARLAR