بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ ﴿٨

Biz seni en kolay olana kolayca ileteceğiz.

— Diyanet İşleri

فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ ﴿٩

O hâlde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

— Diyanet İşleri

سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ ﴿١٠

Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır.

— Diyanet İşleri

وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى ﴿١١

(11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.

— Diyanet İşleri

ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿١٢

(11-12) En büyük ateşe girecek olan en bedbaht kimse (kâfir) ise, öğüt almaktan kaçınır.

— Diyanet İşleri

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ﴿١٣

Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.

— Diyanet İşleri

قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ ﴿١٤

(14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.

— Diyanet İşleri

وَذَكَرَ ٱسْمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ ﴿١٥

(14-15) Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.

— Diyanet İşleri

بَلْ تُؤْثِرُونَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا ﴿١٦

Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

— Diyanet İşleri

وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰٓ ﴿١٧

Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.

— Diyanet İşleri

إِنَّ هَٰذَا لَفِى ٱلصُّحُفِ ٱلْأُولَىٰ ﴿١٨

(18-19) Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ’nın sayfalarında da vardır.

— Diyanet İşleri

AYARLAR