بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ ﴿١

Andolsun göğe ve Tarık'a.

— İbni Kesir

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلطَّارِقُ ﴿٢

Nereden bileceksin sen Tarık'ın ne olduğunu?

— İbni Kesir

ٱلنَّجْمُ ٱلثَّاقِبُ ﴿٣

O, delen yıldızdır.

— İbni Kesir

إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ ﴿٤

Hiç bir nefis yoktur ki mutlaka onun üzerinde bir gözeten bulunmasın.

— İbni Kesir

فَلْيَنظُرِ ٱلْإِنسَٰنُ مِمَّ خُلِقَ ﴿٥

Şu halde insan bir baksın, neden yaratılmıştır?

— İbni Kesir

خُلِقَ مِن مَّآءٍ دَافِقٍ ﴿٦

O, atılıp dökülen bir sudan yaratılmıştır.

— İbni Kesir

يَخْرُجُ مِنۢ بَيْنِ ٱلصُّلْبِ وَٱلتَّرَآئِبِ ﴿٧

Bel kemiği ile göğüslerin arasından çıkar.

— İbni Kesir

إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجْعِهِۦ لَقَادِرٌ ﴿٨

Şüphe yok ki O, onu yeniden döndürmeye kadirdir.

— İbni Kesir

يَوْمَ تُبْلَى ٱلسَّرَآئِرُ ﴿٩

O gün, sırlar yoklanıp meydana çıkarılacaktır.

— İbni Kesir

فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ ﴿١٠

Artık onun gücü de, yardımcısı da yoktur.

— İbni Kesir

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجْعِ ﴿١١

Andolsun o dönüş yeri olan göğe.

— İbni Kesir

AYARLAR