بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ ﴿١٤

Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ki o zaman, hepsi toprağın yüzüne dökülecektir.

— İbni Kesir

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

— Diyanet İşleri

Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler.

— Hasan Basri Çantay

Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

— Seyyid Kutub

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ﴿١٥

Geldi ye sana Musâ’nın kıssası?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Musa'nın haberi geldi mi sana?

— İbni Kesir

(Ey Muhammed!) Mûsâ’nın haberi sana geldi mi?

— Diyanet İşleri

Sana (Habîbim) Musânın haberi geldi (değil) mi?

— Hasan Basri Çantay

Musa'nın haberi sana geldi mi?

— Seyyid Kutub

إِذْ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى ﴿١٦

O vakit ki ona Rabb’i nidâ etmişti o mukaddes vadîde: Tuvada.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani Rabbı ona; mukaddes vadide, Tuva'da şöyle seslenmişti:

— İbni Kesir

Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti:

— Diyanet İşleri

Hani Rabbi ona mukaddes «Tuvaa» vadisinde (şöyle) nida etmişdi :

— Hasan Basri Çantay

Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitab etmişti:

— Seyyid Kutub

ٱذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ﴿١٧

Haydi demişti git Firavne de, çünkü o pek azdı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun'a git; çünkü o, çok azmıştır.

— İbni Kesir

“Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.”

— Diyanet İşleri

«Fir'avna git. Çünkü o, pek azmışdır».

— Hasan Basri Çantay

Firavuna git çünkü o azdı.

— Seyyid Kutub

فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ ﴿١٨

De ki: istermisin temizlenesin?

— Elmalılı Hamdi Yazır

De ki: temizlenmeye meylin var mı senin.

— İbni Kesir

“Ona de ki: İster misin (küfür ve isyanından) temizlenesin?

— Diyanet İşleri

Onun için de ki : «(Küfürden, azgınlıkdan) temizlenmende meylin var mı senin»?

— Hasan Basri Çantay

Ona de ki: «Arınmağa niyetin var mı?

— Seyyid Kutub

وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ ﴿١٩

Ve Rabb’ine irşad edeyim de seni saygılanasın?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbına giden yolu göstereyim de O'ndan korkasın.

— İbni Kesir

Seni Rabbine ileteyim de O’na karşı derinden saygı duyup korkasın!”

— Diyanet İşleri

«Ve seni Rabbin (i tanıtmıya) irşâd edeyim ki (Ondan) korkasın».

— Hasan Basri Çantay

Rabbine giden yolu göstereyim ki O'na saygı duyup korkasın.»

— Seyyid Kutub

فَأَرَىٰهُ ٱلْءَايَةَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿٢٠

Vardı ona o büyük mucizeyi de gösterdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

— İbni Kesir

Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi.

— Diyanet İşleri

(Musa gitdi, teblîğ etdi) Ona o en büyük mu'cizeyi gösterdi.

— Hasan Basri Çantay

Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi.

— Seyyid Kutub

فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ ﴿٢١

Fakat o tekzîb etti, isyan etti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ama o, yalanlayıp isyan etti.

— İbni Kesir

Fakat o, Mûsâ’yı yalanladı ve isyan etti.

— Diyanet İşleri

Fakat (Fir'avn Musâyı) yalanladı, (Allaha) ısyânetdi.

— Hasan Basri Çantay

Fakat o Musa'yı yalanladı, karşı geldi.

— Seyyid Kutub

ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ ﴿٢٢

Sonra koşarak idbara gitti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra arkasını döndü, koşmaya başladı.

— İbni Kesir

Sonra sırt dönüp koşarak gitti.

— Diyanet İşleri

Sonra da koşarak arkasını döndü.

— Hasan Basri Çantay

Sonra sırtını döndü; çalışmağa koyuldu.

— Seyyid Kutub

فَحَشَرَ فَنَادَىٰ ﴿٢٣

Derken mahşerini topladı da bağırdı:

— Elmalılı Hamdi Yazır

Toplayıp seslendi:

— İbni Kesir

Hemen (adamlarını) topladı ve onlara seslendi:

— Diyanet İşleri

Nihayet (sihirbazlarını, yahud ordusunu) topladı da bağırdı:

— Hasan Basri Çantay

Adamlarını toplayıp seslendi:

— Seyyid Kutub

فَقَالَ أَنَاْ رَبُّكُمُ ٱلْأَعْلَىٰ ﴿٢٤

Benim en yüksek Rabb’iniz, dedi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sizin en yüce Rabbınız benim, dedi.

— İbni Kesir

“Ben, sizin en yüce Rabbinizim!” dedi.

— Diyanet İşleri

«İşte ben sizin en yüce Rabbinizim»!

— Hasan Basri Çantay

Sizin en yüce Rabbiniz benim dedi.

— Seyyid Kutub

AYARLAR