بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمًا نَّخِرَةً ﴿١١

Ya ufalanmış kemikler olduğumuz vakti ha?

— Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ ﴿١٢

O dediler: o halde husranlı bir dönüş.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ ﴿١٣

Fakat o zorlu bir kumandadır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ ﴿١٤

Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ﴿١٥

Geldi ye sana Musâ’nın kıssası?

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِذْ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى ﴿١٦

O vakit ki ona Rabb’i nidâ etmişti o mukaddes vadîde: Tuvada.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ﴿١٧

Haydi demişti git Firavne de, çünkü o pek azdı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ ﴿١٨

De ki: istermisin temizlenesin?

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ ﴿١٩

Ve Rabb’ine irşad edeyim de seni saygılanasın?

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَرَىٰهُ ٱلْءَايَةَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿٢٠

Vardı ona o büyük mucizeyi de gösterdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ ﴿٢١

Fakat o tekzîb etti, isyan etti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR