بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ يَتَمَطَّىٰٓ ﴿٣٣

Sonra da gerneşe gerneşe ehline gitti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.

— İbni Kesir

Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.

— Diyanet İşleri

sonra da çalım sata sata yürüyerek ehline gitmişdi.

— Hasan Basri Çantay

Sonra çalım satarak ailesinin yanına döndü.

— Seyyid Kutub

أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ ﴿٣٤

Gerektir sana o belâ gerek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yazıklar olsun sana, yazıklar.

— İbni Kesir

(34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.

— Diyanet İşleri

(Hoşlanmadığın herşey) sana yaklaş (ıb çat) sın. Çünkü (sen buna başkalarından daha çok) lâyıksın.

— Hasan Basri Çantay

Vay başına geleceklere!

— Seyyid Kutub

ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰٓ ﴿٣٥

Evet, gerektir sana o belâ gerek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Yine yazıklar olsun sana, yazıklar.

— İbni Kesir

(34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.

— Diyanet İşleri

Yine (hoşlanmadığın herşey) sana yaklaş (ıb çat) sın. Zîrâ (sen buna başkalarından daha çok) lâyıksın.

— Hasan Basri Çantay

Yine vay başına geleceklere!

— Seyyid Kutub

أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَن يُتْرَكَ سُدًى ﴿٣٦

Sanır mı insan muhmel bırakıla.

— Elmalılı Hamdi Yazır

İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?

— İbni Kesir

İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.

— Diyanet İşleri

İnsan, kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanıyor?

— Hasan Basri Çantay

İnsanoğlu, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?

— Seyyid Kutub

أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِىٍّ يُمْنَىٰ ﴿٣٧

Değil miydi bir nutfe dökülen menîden?

— Elmalılı Hamdi Yazır

O, akıtılan bir meni damlası değil miydi?

— İbni Kesir

O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?

— Diyanet İşleri

O, (döl yatağına) dökülen meniden bir damla su değil miydi?

— Hasan Basri Çantay

O fışkıran meniden oluşmuş bir sperma değil miydi?

— Seyyid Kutub

ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ ﴿٣٨

Sonra bir aleka, oldu derken biçimine koydu, derken tesviye etti de.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra kan pıhtısı olmuş; sonra, onu insan biçimine koyup yaratmış ve düzeltmiştir.

— İbni Kesir

Sonra bu, bir “alaka” oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.

— Diyanet İşleri

Sonra o (menî) bir kan pıhtısı olmuş, derken (Allah, onu) insan biçimine koyub yaratmış, (uzuvlarını) düzenlemişdir.

— Hasan Basri Çantay

Sonra embriyoya dönüştü, sonra Allah onu yaratıp biçimlendirdi.

— Seyyid Kutub

فَجَعَلَ مِنْهُ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰٓ ﴿٣٩

Yapdı ondan da iki eşi: erkek ve dişi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ondan erkek, dişi iki cins yaratmıştır.

— İbni Kesir

Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.

— Diyanet İşleri

Hulâsa, ondan erkek, dişi iki sınıf çıkarmışdır.

— Hasan Basri Çantay

Sonra ondan erkek ve dişi çiftler türetti.

— Seyyid Kutub

أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَٰدِرٍ عَلَىٰٓ أَن يُحْۦِىَ ٱلْمَوْتَىٰ ﴿٤٠

O, ölüleri diriltmeye kadir değil mi?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şimdi O; ölüleri diriltmeye kadir değil midir?

— İbni Kesir

Şimdi, bunları yapan Allah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

— Diyanet İşleri

(Bütün bunları yapan Allah) ölüleri tekrar diriltmiye kaadir değil midir? (Elbette kaadirdir).

— Hasan Basri Çantay

Bunları yapan Allah, ölüleri diriltemez mi?

— Seyyid Kutub

AYARLAR