بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْتَفَّتِ ٱلسَّاقُ بِٱلسَّاقِ ﴿٢٩

Ve dolaşır el ayak: bacağa bacak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ ٱلْمَسَاقُ ﴿٣٠

Rabb’inedir o gün yalnız mesak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ ﴿٣١

Fakat o ne sadaka verdi ne namaz kıldı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ ﴿٣٢

Ve lâkin yalan dedi ve döndü.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ يَتَمَطَّىٰٓ ﴿٣٣

Sonra da gerneşe gerneşe ehline gitti.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ ﴿٣٤

Gerektir sana o belâ gerek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰٓ ﴿٣٥

Evet, gerektir sana o belâ gerek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَيَحْسَبُ ٱلْإِنسَٰنُ أَن يُتْرَكَ سُدًى ﴿٣٦

Sanır mı insan muhmel bırakıla.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِىٍّ يُمْنَىٰ ﴿٣٧

Değil miydi bir nutfe dökülen menîden?

— Elmalılı Hamdi Yazır

ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ ﴿٣٨

Sonra bir aleka, oldu derken biçimine koydu, derken tesviye etti de.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَجَعَلَ مِنْهُ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰٓ ﴿٣٩

Yapdı ondan da iki eşi: erkek ve dişi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR