بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

رَّبُّ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَٱتَّخِذۡهُ وَكِيلٗا ٩

O meşrik u mağribin Rabb’i, başka tanrı yok ancak O, o halde yalnız onu tut vekîl.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğunun ve Batının Rabbıdır. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse onu vekil edin.

– İbni Kesir

O, doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öyle ise O’nu vekil edin.

– Diyanet İşleri

(O), doğunun da, batının da Rabbidir. Ondan başka hiçbir Tanrı yok. O halde (umuurunda) güvenek ve dayanak olarak onu tut.

– Hasan Basri Çantay

O doğunun da, batının da Rabbidir, O'ndan başka ilah yoktur. O halde tek dayanağın O olsun.

– Seyyid Kutub

وَٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَٱهۡجُرۡهُمۡ هَجۡرٗا جَمِيلٗا ١٠

Ve ağyarın diyeceklerine sabret ve onları bir hecri cemîl ile terket ayrıl.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Onların söylediklerine sabret ve yanlarından güzellikle ayrıl.

– İbni Kesir

Onların söylediklerine sabret ve onlardan güzellikle ayrıl.

– Diyanet İşleri

Onlar ne derlerse katlan. Onlardan sızıltısızca ayrıl.

– Hasan Basri Çantay

Müşriklerin senin için dediklerine sabret, yanlarından nazik bir şekilde ayrıl.

– Seyyid Kutub

وَذَرۡنِي وَٱلۡمُكَذِّبِينَ أُوْلِي ٱلنَّعۡمَةِ وَمَهِّلۡهُمۡ قَلِيلًا ١١

Ve bırak da bana o tekzîb edici zevk-u refah sahiblerini, mühlet ver onlara biraz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Nimet sahibi olan o yalancıları Bana bırak. Ve onlara biraz mühlet ver.

– İbni Kesir

Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

– Diyanet İşleri

Yalan sayacak olan o varlık saahiblerini bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

– Hasan Basri Çantay

Ayetlerimi yalanlayan o zenginlerin işini bana bırak, onlara biraz süre tanı.

– Seyyid Kutub

إِنَّ لَدَيۡنَآ أَنكَالٗا وَجَحِيمٗا ١٢

Çünkü bizim yanımızda bukağılar var, ve bir cehîm var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki katımızda, ağır boyunduruklar ve cehennem var.

– İbni Kesir

(12-13) Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır.

– Diyanet İşleri

Çünkü bizim yanımızda (ağır) bukağılar var, yakıcı bir ateş var,

– Hasan Basri Çantay

Çünkü bizim yanımızda ağır zincirler ile cehennem vardır.

– Seyyid Kutub

وَطَعَامٗا ذَا غُصَّةٖ وَعَذَابًا أَلِيمٗا ١٣

Ve buğaza duran bir ta'am ve bir azâbi elîm var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Boğazı tıkayan bir yiyecek ve elim bir azab var.

– İbni Kesir

(12-13) Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır.

– Diyanet İşleri

boğazda tıkanıb kalan bir yiyecek var. (Bunlardan başka da) elem verici bir azâb var,

– Hasan Basri Çantay

İnsan boğazından geçmez yiyecekler ile acıklı azap vardır.

– Seyyid Kutub

يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلۡأَرۡضُ وَٱلۡجِبَالُ وَكَانَتِ ٱلۡجِبَالُ كَثِيبٗا مَّهِيلًا ١٤

O gün ki yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecektir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

O gün; yeryüzü ve dağlar sarsılır. Ve dağlar yumuşak kum yığını haline gelir.

– İbni Kesir

Yerin ve dağların sarsılacağı ve dağların akıp giden kum yığını olacağı günü (kıyameti) hatırla.

– Diyanet İşleri

o günde ki yer (ler), dağlar (zelzeleyle) sarsılır. Dağlar akıb dağılan bir kum yığınına döner.

– Hasan Basri Çantay

O gün yer ve dağlar şiddetle sarsılır, dağlar gevşek kum yığınlarına dönüşür.

– Seyyid Kutub

إِنَّآ أَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡكُمۡ رَسُولٗا شَٰهِدًا عَلَيۡكُمۡ كَمَآ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ رَسُولٗا ١٥

Haberiniz olsun biz size bir Resul gönderdik, üzerinizde şâhid, Nitekim gönderdiğimiz gibi Firavun’a bir Resul.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu Biz; Firavun'a bir peygamber göndedriğimiz gibi, size de üzerinize şehadet edecek bir peygamber gönderdik.

– İbni Kesir

(Ey Mekkeliler!) Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nitekim, Firavun’a da bir peygamber göndermiştik.

– Diyanet İşleri

Hakıykat, bir Fir'avne bir' peygamber yolladığımız gibi size de (kıyamet günü) üzerinize şâhid olarak bir peygamber gönderdik.

– Hasan Basri Çantay

Ey insanlar, biz nasıl Firavuna bir peygamber gönderdiysek size de davranışlarınızı yakından gözleyecek bir peygamber gönderdik.

– Seyyid Kutub

فَعَصَىٰ فِرۡعَوۡنُ ٱلرَّسُولَ فَأَخَذۡنَٰهُ أَخۡذٗا وَبِيلٗا ١٦

Ki Firavun o Resul’e isyan etti de biz onu vehîm bir tutuşla tuttuk alıverdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat Firavun, o peygambere isyan etti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık.

– İbni Kesir

Ama Firavun o peygambere isyan etti, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde yakalayıverdik.

– Diyanet İşleri

Fir'avn, o peygambere ısyânetdi de biz de onu ağır ve çetin bir tutuşla yakalayıverdik.

– Hasan Basri Çantay

Firavun, gönderdiğimiz peygambere karşı geldi de kendisini sert bir şekilde yakalayıverdik.

– Seyyid Kutub

فَكَيۡفَ تَتَّقُونَ إِن كَفَرۡتُمۡ يَوۡمٗا يَجۡعَلُ ٱلۡوِلۡدَٰنَ شِيبًا ١٧

O halde siz nasıl korunursunuz küfredersiniz? O gün ki çocukları ak saçlı kocalara çevirir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer küfrederseniz; gençleri yaşlı kılan bir günden nasıl korunabileceksiniz?

– İbni Kesir

Hâl böyle iken inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günden (kıyametten) nasıl korunursunuz?

– Diyanet İşleri

Eğer siz (dünyâda) küfrederseniz çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günde kendinizi nasıl koruyabileceksiniz?

– Hasan Basri Çantay

Eğer kafir olursanız, çocukların saçlarını anında ağartan o günün dehşetinden paçayı nasıl kurtaracaksınız?

– Seyyid Kutub

ٱلسَّمَآءُ مُنفَطِرُۢ بِهِۦۚ كَانَ وَعۡدُهُۥ مَفۡعُولًا ١٨

Semâ onunla çatlamış tır ve onun vaadi fiîle çıkarılmıştır.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Gök, onunla yarılmış ve O'nun vaadi yerini bulmuştur.

– İbni Kesir

O günle gök (bile) yarılır, Allah’ın va’di gerçekleşir.

– Diyanet İşleri

Gök bile o sebeble (o günün şiddetinden) yarılmış, Onun va'di? fiile çıkarılmış (yerine getirilmiş olacak) dır.

– Hasan Basri Çantay

O günün dehşetinden gökler parçalanacaktır. Allah'ın sözü kesinlikle yerine gelir.

– Seyyid Kutub

إِنَّ هَٰذِهِۦ تَذۡكِرَةٞۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلًا ١٩

İşte bu bir tezkiredir, artık dileyen Rabb’ine bir yol tutar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak ki bu; bir öğüttür. Dileyen, Rabbına doğru bir yol edinir.

– İbni Kesir

Şüphesiz bunlar bir öğüttür. Kim dilerse Rabbine ulaştıran bir yol tutar.

– Diyanet İşleri

İşte bu (korkutucu âyetler) hakıykî birer öğüddür. Artık kim dilerse Rabbine bir yol edinir.

– Hasan Basri Çantay

Bu söylenenler bir öğüttür. Dileyen, Rabbine erdirecek yolu tutar.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu