بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلْحَآقَّةُ ١

Gerçekleşecek olan.

– İbni Kesir

مَا ٱلْحَآقَّةُ ٢

Nedir o gerçekleşecek olan?

– İbni Kesir

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْحَآقَّةُ ٣

Hangi şey bildirdi sana, gerçekleşecek olanın ne olduğunu?

– İbni Kesir

كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌۢ بِٱلْقَارِعَةِ ٤

Semud ve Ad, tepelerine inecek olanı yalanladılar.

– İbni Kesir

فَأَمَّا ثَمُودُ فَأُهْلِكُواْ بِٱلطَّاغِيَةِ ٥

Bu sebeple Semud, azgın bir sesle helak edildiler.

– İbni Kesir

وَأَمَّا عَادٌ فَأُهْلِكُواْ بِرِيحٍ صَرْصَرٍ عَاتِيَةٍ ٦

Ad'a gelince; onlar da uğultulu, azgın bir fırtına ile helak edildiler.

– İbni Kesir

سَخَّرَهَا عَلَيْهِمْ سَبْعَ لَيَالٍ وَثَمَٰنِيَةَ أَيَّامٍ حُسُومًا فَتَرَى ٱلْقَوْمَ فِيهَا صَرْعَىٰ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ خَاوِيَةٍ ٧

Onların kökünü kesmek için, üzerlerine yedi gece sekiz gün, rüzgarı estirdi. Halkın, kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi yere yıkıldığını görürdün.

– İbni Kesir

فَهَلْ تَرَىٰ لَهُم مِّنۢ بَاقِيَةٍ ٨

Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun?

– İbni Kesir

وَجَآءَ فِرْعَوْنُ وَمَن قَبْلَهُۥ وَٱلْمُؤْتَفِكَٰتُ بِٱلْخَاطِئَةِ ٩

Firavun da, ondan öncekiler de ve altüst olmuş kasabalar da hep suçla gelmişlerdi.

– İbni Kesir

فَعَصَوْاْ رَسُولَ رَبِّهِمْ فَأَخَذَهُمْ أَخْذَةً رَّابِيَةً ١٠

Rabblarının elçisine isyan etmişlerdi. Bunun üzerine O da kendilerini gittikçe artan bir şiddetle yakalayıverdi.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu