بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَبُسَّتِ ٱلۡجِبَالُ بَسّٗا ٥

Dağlar bir serpiliş serpildiği.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dağlar, ufalandıkça ufalandığı;

– İbni Kesir

(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

– Diyanet İşleri

dağlar didik didik parçalanmışdır,

– Hasan Basri Çantay

Dağlar paramparça olup,

– Seyyid Kutub

فَكَانَتۡ هَبَآءٗ مُّنۢبَثّٗا ٦

Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Dağılmış toz haline geldiği zaman;

– İbni Kesir

(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

– Diyanet İşleri

derken (hepsi de) dağılmış, toz haaline gelmişdir.

– Hasan Basri Çantay

Toz halinde boşluğa dağıldığı zaman.

– Seyyid Kutub

وَكُنتُمۡ أَزۡوَٰجٗا ثَلَٰثَةٗ ٧

Siz de üç sınıf olduğunuz zaman.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Siz üç sınıf olmuşsunuzdur:

– İbni Kesir

(3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

– Diyanet İşleri

Siz de (kıyâmetde) üç sınıf olmuşsunuzdur.

– Hasan Basri Çantay

Sizler üç gruba ayrıldığınız zaman.

– Seyyid Kutub

فَأَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ ٨

Ki sağda "Ashabı meymene": Ne "Ashabı-meymene!".

– Elmalılı Hamdi Yazır

Sağcılar; o sağcılar ne mutludurlar.

– İbni Kesir

Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!

– Diyanet İşleri

Sağcılar (a gelince:) O sağcılar ne (mutlu) durlar!

– Hasan Basri Çantay

Defterleri sağdan verilenler. Ne mutlu onlara!

– Seyyid Kutub

وَأَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ مَآ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ ٩

Solda "Ashabı meş'eme": Ne "Ashabı -meş'eme!".

– Elmalılı Hamdi Yazır

Solcular; o solcular ne bahtsızdırlar.

– İbni Kesir

Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!

– Diyanet İşleri

Solcular (a gelince:) O solcular ne (bedbaht) dırlar!

– Hasan Basri Çantay

Defterleri soldan verilenler. Vay gele başlarına!

– Seyyid Kutub

وَٱلسَّٰبِقُونَ ٱلسَّٰبِقُونَ ١٠

İlerde sabikun, İşte o sabikun.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Önde olanlar da öncüdürler.

– İbni Kesir

(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.

– Diyanet İşleri

Hayır yarışlarında tâ öne geçib kazananlar (a gelince:) onlar (orada da) öncüdürler.

– Hasan Basri Çantay

Ve öncüler, hep önden gidenler.

– Seyyid Kutub

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلۡمُقَرَّبُونَ ١١

Onlar Allah’a yakındırlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

İşte onlar en çok gözde olanlardır.

– İbni Kesir

(10-11) (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.

– Diyanet İşleri

İşte onlar (Allaha) en çok yaklaşdırılmış olanlardır.

– Hasan Basri Çantay

Onlar Allah'a yakındırlar.

– Seyyid Kutub

فِي جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ ١٢

Onlar naim cennetlerindedirler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Naim cennetlerindedirler.

– İbni Kesir

Onlar, Naîm cennetlerindedirler.

– Diyanet İşleri

Naıym cennetlerinde (dirler).

– Hasan Basri Çantay

Bol nimetli cennetlerdedirler.

– Seyyid Kutub

ثُلَّةٞ مِّنَ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٣

Bir çok evvelînden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Bir çoğu öncekilerden,

– İbni Kesir

(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.

– Diyanet İşleri

Bir çok (u) evvelki (ümmet) lerden,

– Hasan Basri Çantay

Çoğu öncü ümmetlerden,

– Seyyid Kutub

وَقَلِيلٞ مِّنَ ٱلۡأٓخِرِينَ ١٤

Biraz da âhirînden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Birazı da sonrakilerden.

– İbni Kesir

(13-14) Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.

– Diyanet İşleri

biraz (ı) da sonrakilerdendir.

– Hasan Basri Çantay

Birazı da sonrakilerdendir.

– Seyyid Kutub

عَلَىٰ سُرُرٖ مَّوۡضُونَةٖ ١٥

Murassa tahtlar üstünde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

Murassa tahtlar üzerindedirler.

– İbni Kesir

(15-16) Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

– Diyanet İşleri

(Onlar) cevherlerle örülmüş tahtlar üzerindedirler,

– Hasan Basri Çantay

Altın işlemeli tahtlarda otururlar.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu