بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَأَقِيمُواْ ٱلۡوَزۡنَ بِٱلۡقِسۡطِ وَلَا تُخۡسِرُواْ ٱلۡمِيزَانَ ٩

(8-9) Tartıda haksızlık etmeyin, ve teraziyi adaletle doğrultun, tartılanı eksik yapmayın diye.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلۡأَرۡضَ وَضَعَهَا لِلۡأَنَامِ ١٠

Yer (e gelince:) Onu da bütün mahlûkaaı (ın fâidesi) için alçaltdı.

– Hasan Basri Çantay

فِيهَا فَٰكِهَةٞ وَٱلنَّخۡلُ ذَاتُ ٱلۡأَكۡمَامِ ١١

Ki onda (türlü) meyve (ler), domurcuklu hurma ağaç (lar) ı,

– Hasan Basri Çantay

وَٱلۡحَبُّ ذُو ٱلۡعَصۡفِ وَٱلرَّيۡحَانُ ١٢

Samanlı tane (ler), hoş kokulu nebat (lar) vardır.

– Hasan Basri Çantay

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ١٣

O halde (ey ins-ü cin) Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

– Hasan Basri Çantay

خَلَقَ ٱلۡإِنسَٰنَ مِن صَلۡصَٰلٖ كَٱلۡفَخَّارِ ١٤

O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıkdan yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

وَخَلَقَ ٱلۡجَآنَّ مِن مَّارِجٖ مِّن نَّارٖ ١٥

Cânnı da yalın bir ateşden yaratdı.

– Hasan Basri Çantay

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ١٦

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

– Hasan Basri Çantay

رَبُّ ٱلۡمَشۡرِقَيۡنِ وَرَبُّ ٱلۡمَغۡرِبَيۡنِ ١٧

O, hem iki doğunun Rabbi, hem iki batının Rabbidir.

– Hasan Basri Çantay

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ١٨

O halde Rabbinizin hangi ni'metlerini yalan sayabilirsiniz?

– Hasan Basri Çantay

مَرَجَ ٱلۡبَحۡرَيۡنِ يَلۡتَقِيَانِ ١٩

(Suyu acı ve tatlı) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermişdir.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu